Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Bir kitap içinde barındırdığı şeyler için okunur, insana katacakları için okunur, nefes alınan her an için okunur. Anadilinde yazdığı kitapları da var ancak farklı bir dilde yazmayı tecrübe edinmek istemiş olabilir, buna neden bu kadar karşısınız? Milliyetçi olmak sizin benimsediğiniz bir şey olabilir ancak bunu benimsememiş olana saygı göstermeniz gerekmez mi? beğenmemiş olabilirsiniz, yadırgıyor olabilirsiniz, sizin için elle tutulur bir yanı olmayabilir ve siz bunu o yazarı okumayarak kendi adınıza bitirmelisiniz, ondan sonrası başkalarının.
Ben de aynı arayış içindeydim. En sonunda Benim Adım Kırmızı da karar kıldım ama henüz okumadım
Zedka, Masumiyet Müzesi ni okumuştum Pamuk un. Ve oldukça beğenmiştim. Belki akıcı olmasını istiyorsanız deneyebilirsiniz okumayı. Son seçiminizi haber verirseniz sevinirim
Çok teşekkür ediyorum rare, elimin altında Ata^y'dan sonra Beyaz Kale olacak. Benim de aldığım son karar buydu.
İyi akşamlar diliyorum efenim.
Yok efendim, pişmanlık olmaz. Ve kafa da şişirmiyorsunuz, şişiyorsa da mevzu kitap, şişmelidir. :)
Benim Adım Kırmızı konusunda o kadar çok şey birikti birikti ki .. Kafamı kaldırdığımda kocaman bir dağla karşılaşıyorum. Ancak o kitabın da günü, zamanı .. O zaman bütün bunlarla ilgili daha net şeyler söyleyecek fırsatım olur umarım. ve evet, Zaim'in filmi dünyanın ne kadar üzerinde bir filmdi.
Çayımı da alıp çekiliyorum Rare. İçtenlikle.
Bastan sona okudugum tek kitabi Masumiyet muzesi.kitabi toplasaniz en fazla 50 sayfa eder ,tekrardan ibaret. yukarda yazmis bir arkadas ,yazar önce ingilizce yaziyor sonra turkceye cevriliyor diye.simdi anladim neden ifadesi bu sekilde;bence dolayli anlatim sekline girmesinin nedeni turkce konusundaki aksakligi..konular guzel.daha iyi de yazabilir fakat okuduklarimin cogunu bitiremeden birakdim.zevk vermedigi gibi sikinti verdi sadece.adam ödul aldi diye begenmek zorunda degilim.Tabiki bu benim dusuncem sadece...Cevdet bey ve ogullarini bir deneyin belki seversiniz.illaki Orhan Pamuk okuyacam diyorsaniz.Diger taraftan Ahmet Umit ve Ayse Kulin de öyle harikalar yaratan yazarlar degil bence.Okunabilir yazarlardan o kadar.
öylesinebiri, benim adım kırmızı'nın ağır gittiğini biliyorum. okuyan arkadaşlarım öyle söylediler, kitapta çok farklı noktaların bulunduğunu ancak akıcılık konusunda sıkıntı yarattığını duyunca ben de onu seçeneklerimden çıkardım. şu ana dek bana en çok önerilen Kara Kitap ve Beyaz Kale. Ancak birkaç fikir daha almak istiyorum.
asımvehaluk, Orhan Pamuk'u Elif Şafak'la karıştırmışsınız sanırım. İngilizce yazıp Türkçe'ye çevirme gibi bir durum hiç olmadı Pamuk'un romanlarında; bu ifadeye sadece ekşisözlük'te rastladım, o da Pamuk'un kullandığı Türkçe'yle dalga geçmek için espri olarak yazılmış bir tanım olarak bulunuyor.
Zedka; rahat okumalık bir kitabını arıyorsanız "Beyaz Kale"yi tavsiye ederim (kitabın girişindeki göndermeyi anlamak için bir önceki kitabı "Sessiz Ev"i de okumak lazım ama çok da şart değil bence.)
Zorlayıcı kurgu arıyorsanız kesinlikle "Kara Kitap"ı okumalısınız.
"Benim Adım Kırmızı" da es geçilmemesi gerekir ama Tanpınar, Melih Cevdet gibi geçmiş dönem romanlarını andıran (her ne kadar çok uzun olsa da) bir roman arayışındaysanız "Cevdet Bey ve Oğulları"nı tavsiye edebilirim.
.
Didem ve seretan, çok teşekkür ediyorum .
Debra; Orhan Pamuk'un bir kitabından o cümlenin kullanıldığını biliyordum ancak Yeni Hayat'tan olduğunu sizden öğrendim. Ayrıntıları severim aslında ancak ayrıntıları irdeleyebilecek bir zamanım "uzun bir müddet" olmayacak. Yeni Hayat konusunu da kimse gündeme getirmemişti.
teşekkür ediyorum.
Demian; benim Kar'da gerçekten çok sevdiğim bölümler oldu o sebeple dilini sevdiğimi söyleyebilirim. Sadece olaylar arasında yaptığı gelgitler yormuştu diye hatırlıyorum. Masumiyet Müzesi, kendisinden bir iki kitap daha okuduktan sonra okuyacağım bir kitap olacak, şu an böyle düşünüyorum. Beyaz Kale'de karar kıldım.
Çok çok teşekkür ediyorum arkadaşlar, hepinize, ilginiz ve alakanız için.
Hoş kalasınız.
Rica ederim, umarım pişman etmeyiz :)
Bu romandan iki roman sonra yazdığı "Benim Adım Kırmızı" da Osmanlı sularında geziyor ama William Faulkner'in romanlarındaki ve Akira Kurosava'nın meşhur "Rashomon" filmindeki gibi her bölümün başka bir karakterin ağzından anlatıldığı üslubun kullanılması, ayrıca romandan çok daha sonra çekilmiş, Derviş Zaim'in "Cenneti Beklerken" filminde kısmen konu alınan nakkaşlar ve dine aykırı olan batı tarzı resim sanatıyla ilgili gayet unutulmuş ve ilgi çekici temaların altını çizmesiyle ön plana çıkıyor . Ben daha fazla kafa şişirmeden, sevgiler.