Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Bastan sona okudugum tek kitabi Masumiyet muzesi.kitabi toplasaniz en fazla 50 sayfa eder ,tekrardan ibaret. yukarda yazmis bir arkadas ,yazar önce ingilizce yaziyor sonra turkceye cevriliyor diye.simdi anladim neden ifadesi bu sekilde;bence dolayli anlatim sekline girmesinin nedeni turkce konusundaki aksakligi..konular guzel.daha iyi de yazabilir fakat okuduklarimin cogunu bitiremeden birakdim.zevk vermedigi gibi sikinti verdi sadece.adam ödul aldi diye begenmek zorunda degilim.Tabiki bu benim dusuncem sadece...Cevdet bey ve ogullarini bir deneyin belki seversiniz.illaki Orhan Pamuk okuyacam diyorsaniz.Diger taraftan Ahmet Umit ve Ayse Kulin de öyle harikalar yaratan yazarlar degil bence.Okunabilir yazarlardan o kadar.
zaten başlığa bakarsanız düşüncelerimizi yardımlarımızı istediğini söylüyor.Sayın ZEDKA önce bir tartıştığınız şeyin konusunu tam bir idrak edin ondan sonra konuşun... bunlar benim düşüncelerim sadece bu yazar hakkında farklı bir pencereden bir bakış göstermek istedim ben okumayalım demiyorum onu siz çıkartıp hüküm veriyorsunuz KESİNLİKLE HER TÜRLÜ HER İDEOLOJİDEN HER HİZİPTEN HER.... OKUNMALI . SANIRIM ANLATABİLDİM EĞER YİNE DE İDRAK EDEMEZSENİZ SİZEÖZEL BİR METİN YAZIP YOLLAYABİLİRİM.
Bir kitap içinde barındırdığı şeyler için okunur, insana katacakları için okunur, nefes alınan her an için okunur. Anadilinde yazdığı kitapları da var ancak farklı bir dilde yazmayı tecrübe edinmek istemiş olabilir, buna neden bu kadar karşısınız? Milliyetçi olmak sizin benimsediğiniz bir şey olabilir ancak bunu benimsememiş olana saygı göstermeniz gerekmez mi? beğenmemiş olabilirsiniz, yadırgıyor olabilirsiniz, sizin için elle tutulur bir yanı olmayabilir ve siz bunu o yazarı okumayarak kendi adınıza bitirmelisiniz, ondan sonrası başkalarının.
Çok teşekkür ediyorum rare, elimin altında Ata^y'dan sonra Beyaz Kale olacak. Benim de aldığım son karar buydu.
İyi akşamlar diliyorum efenim.
Yok efendim, pişmanlık olmaz. Ve kafa da şişirmiyorsunuz, şişiyorsa da mevzu kitap, şişmelidir. :)
Benim Adım Kırmızı konusunda o kadar çok şey birikti birikti ki .. Kafamı kaldırdığımda kocaman bir dağla karşılaşıyorum. Ancak o kitabın da günü, zamanı .. O zaman bütün bunlarla ilgili daha net şeyler söyleyecek fırsatım olur umarım. ve evet, Zaim'in filmi dünyanın ne kadar üzerinde bir filmdi.
Çayımı da alıp çekiliyorum Rare. İçtenlikle.
herkes anladığı yerden ve seçeneklerden konuşmakta hür olsa gerek değil mi zedka hanım üslubun ne olduğunu öğrenin yanlışın ne olduğunu öğrenin ve üslubun ne şekilde kritiğe tabi tutulduğunu ve ölçütlerinin ne olduğunu hatırlamaya çalışın derim. Ondan sonra benim üslubumu değerlendirin olur mu? farklılıklarımız zenginliğimiz sayın zedka ... ÜSLUBUMUZA LAF SÖYLEMEK - DAHA DOĞRUSU BU ŞEKİLDE SÖYLEMEK -SİZE DÜŞMEZ BÖYLE YAPTIĞINIZ ZAMAN BEN DE SİZE AYNIYLA MUAMELE EDERİM VE ŞUNU SÖYLEMEK GEREĞİNİ DUYARIM 'ÜSLUBUMUZU BU ŞEKİLDE ELEŞTİRMENİZ ÜSLUBUNUZUN YAPAYANLIŞ OLDUĞUNUN APAÇIK GÖSTERGESİ DEĞİL Mİ? HAYIRLI VE HUZURLU AKŞAMLAR...
Orhan Pamuk okurken akıcı olmasını beklemek ne derece doğru bilemiyorum. O'nun kitapları okunurken iyice sinidirilmesi gereken kitaplar. Zaman geçirmek için değil zaman doldurmak için okunmalı.
size göre anlamı olmayabilir. ben öyle düşünmüyorum.
Bir eserin akıcı olup olmamasının onu daha çok ya da daha az sindirilebilir kıldığı konusunda çok net şüphelerim var.
Politzer'in Felsefenin Temel İlkeleri isimli eserini muhtemelen İnce Memed'in bir cildiğini okuduğumdan daha kısa sürede okumuşumdur. Bu İnce Memed'i daha sindirilesi bir eser yapmıyor açıkçası.
Verdikleri haz bakımından ve bana kattıkları şeyler açısından kıyaslamıyorum bu eserleri, ikisi de kendi kategorilerinde benim başucu eserlerimdir çünkü.
Ama şunu anlamak lazım, bir eserin dili ağır ve yavaş diye, olay örgüsü yavaş akıyor diye, betimlemeler daha fazla ya da biçem/üslup daha ağdalı diye o eser daha sindirilesi bir eser olmaz. Bu klasik şekilciliktir.
Bir eseri sindirmek için biçeme ve bu bağlamda üsluba değil, içeriğe bakmak lazımdır. Eğer nitelik açısından bakacaksak, İnce Memed bana Toroslar ve İç Anadolu konusunda bilgi katıyor, orada yaşayan insanların dilini ve yaşamını öğretiyor, bir çobandan bir kahramanın o epik yaratım sürecine beni katıyorsa, Politzer dünya, ekonomik sınıflar, başta proletarya elbette ve kapitalist ekonomi konusunda bana perspektif kazandırıyor, benim kişiliğimi bu anlamda evriltiyor. Dili daha ağır ve yavaş diye İnce Memed'ten daha fazlasını mı kazandım şimdi? Elbette hayır, mukayese kabul edilebilir bile değil. Ama bu, İnce Memed'ten kazandıklarımın daha önemsiz olduğu algısını da yaratmasın sizde.
Bu sadece yukarıdaki hipoteze karşı sürülmüş antitezdir.
---
Orhan Pamuk özelinde konuşmam gerekirse, üslubu itibariyle eserleri yavaş akan keyifli bir romancıdır. Benim Adım Kırmızı'yı öneririm. Yaklaşık 14 yıl önce okuduğum o eseri bütün yavaşlığıyla(!) tekrar okuma hevesindeyim bir süredir. Masumiyet Müzesi'ni de geçen yıl okudum ama onu beklemeye alsanız daha iyi olur diye düşünüyorum.
Zedka, Masumiyet Müzesi ni okumuştum Pamuk un. Ve oldukça beğenmiştim. Belki akıcı olmasını istiyorsanız deneyebilirsiniz okumayı. Son seçiminizi haber verirseniz sevinirim