Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Bu yorum silinmiş
Bu yorum silinmiş
"En iyi yazar", "en iyi eser" diye bir şey yok, olamaz.
Yazarlar söz konusu olunca çok fazla 'en'leştiremiyorum. Tolstoy'un derinlere götüren anlatımı, Saramago'nun metaforu, Stephen King'in kurgusu, Orhan Pamuk'un kimi zaman tüm kitaba bedel o bir tanecik cümlesi.. liste uzar gider, yazar bilgim, haznem devede kulak dahi kalmaz, ömür biter okunacak kitap bitmez.
En iyi diyi bir sey olduguna inanmiyorum. Hele edebiyat, muzik, sinema gibi sanat dallarinda. Kimisinin karakter yaratimi cok iyidir, kiminin kurgus alir gider, kiminin dilbilgisi inanilmazdir. Bundan dolayi ,kendimce, en iyi degil, en sevilen yazar olarak duzeltmek istiyorum.
Tolkien Reyiz!!!
Ihsan Oktay Anar
Ha bir de Chris McCandless'in yazdigi gibi (Into the wild'i izleyenler bilecektir) "Jack London is King"
Keşke biraz daha özenli olup tartışma başlığınızı doğru biçimde yazsaymışsınız... İçtenlikle cevabım; Samuel Beckett. Bana göre dünyadaki en iyi yazarlardan biridir.
Çok düşündüm Dostoyevski'den iyisi yok. En azından keşfedebildiklerim içinde.
ayna ayna "içtenlikle" söyle bana en iyi kim?
"En iyi yazar kimdir" sorusu Sokratese sorulsaydı fani olduğuna üzülür ve "içtenlikle" intihar ederdi ve herhalde tek bu soruya cevap verebilmek için tanrı olmak isterdi; bütün yazarların kitaplarının içeriğini bilebilir ve bu soruya, ("bence" deyip söze başlar) "içtenlikle" çevap verebilirdi.
Nietzsche'ye sorulsaydı: "En iyi yazar Tanrıdır" demek zorunda kalırdı.
Uzak bir köyde ümmi çiftçi Ahmet aga da: "Bütün tanrıların yazdıklarını da Allah bilir" derdi herhalde.
Ekler:
@Yaşayan Ölü'nün iletisi
@Ilginn'in iletisi
@Robespierre'in iletisi
En iyiyi belirlemek her mecrada olduğu gibi zordur. Edebiyatın yazınsal üretiminde şiir, öykü, roman gibi farklı kollara bürüneceği düşünüldüğüne kategorilere ayırmak felaket zor olacaktır.
Yine de insan ruhunun gelgitlerini işleyişi bakımından Dostoyevski çok önemlidir. Aynı dönemlerde yine bir rus romancı Tolstoy yaşadığı dönemin en büyük romancısı olarak anılırdı. Ki Tolstoy'un roman tekniği açısından bulunduğu konum da yaşadığı zamanla ele alındığı en üstün romancıydı.
Eh geçtiğimiz yüzyılın büyük romancıları ve öykücüleri kimlerdir peki?
Ulysses gibi yaşadığı dönemin roman anlayışını baştan sona değiştiren bir eser yazmış olan James Joyce belki de zirveyi hak etmektedir. Dilin tüm zenginliğinden faydalanmış, İrlanda'ya özgü şakalar ve dil oyunlarıyla okura zengin bir metin sunarken Dublin'i ayaklarımızın altına serer.
Keza William Faulkner, yarattığı kurmaca bölgenin insanlarını eserlerinde işler. Zamanı tüm değişkenliğiyle süzer, zaman aslında sadece Faulkner romanlarında kavradığımız gibidir. Üzerimizden eksiksiz biçimiyle geçer.
Julio Cortazar, öykücülüğü bir numaradır - Borges ile birlikte-. İstisnadır Cortazar metinleri. Öte yandan yazdığı Seksek isimli romanını şuan okuyorum ve bitirmek üzereyim, diyebilirim ki okuduğum onca kitap içinde hem roman tekniği hem de dili kurcalayışı bakımından Ulysses'e erişebilecek tek metindir Seksek. Bitirmeden detaya giremeyeceğim tabi.
Ve tabi Yüzyıllık Yalnızlık gibi bir başyapıtla bir akımın en önemli temsilcisi olan Gabriel Garcia, İngiliz Edebiyatının en önemli yazarlarından Virginia Woolf, İngiliz dilinin şuan ki gelişimini sağlayan William Shakespeare, Mistik öğelerle hele hele 'Yolları Çatallanan Bahçe' gibi dünyanın en güzel öykülerinden birini yazmış olan J. Luis Borges, Duyulara yönelik telaşıyla ve deneysel edebiyatın temsilcilerinden İtalo Calvino, En az Joyce kadar başarılı bir cambaz Nabokov ve duygusal nedenlerle en sevdiğim kitap Silmarillion'un yazarı Tolkien...
F. Kafka, Poe, C. Fuentes, Beckett, Umberto Eco, Proust, Musil gibi yazarlar da düşünüldüğünde iyice içinden çıkılmaz bir hale gelir.
Tabi edebiyat koca bir dünya. Okunmayan onca eser ve onca yazarın ağırlığıyla yazarlar arasına yeni yazarlar katılır fakat aranan zirve noktası, beni kıskandıran bu yazarlar için hepsinin bulunduğu merkez noktasıdır. Yazarların isimleri kendi ölümsüzlüklerinin temsilidir tabi.
Son olarak başlıklar açılsın, tartışmalar yapılsın ancak başlığı açanın özensizliği de ayrı bir soru işareti oluyor.