Bundan epey bir süre önce, Londrada genç bir çift Dalmaçyalı köpek yaşıyordu. Rastlantıya bakın. İkisinin de adı Pongoydu. Ama evlendikten sonra dişi Pongonun adına bir Hanım eklenmiş, yalnızca Hanım diye çağrılır olmuştur. Doğrusunu söylemek gerekirse bu genç evli Pongolar çok şanslıydılar; çünkü sahipleri, Bay ve Bayan Dearly, son derece kibar, yumuşak başlı ve gerçekten akıllı uslu insanlardı. Pongoların da dillerinden anlıyorlardı üstelik. «Bizi dışarı çıkarın!», «İçeri girmek istiyoruz!» ya da «Karnımız açlıktan zil çalıyor!» anlamına gelen havlamalarını bir çırpıda anlıyor, üzgün bakışlarının ya da sevinçle kuyruk sallamalarının ne demeye geldiğini çıkarabiliyorlardı. Onlar da birçokları gibi insanların köpeklere sahip olduğunu sanıyor, aslında köpeklerin insanlara sahip olduğunu bir türlü kavrayamıyorlardı. Pongoyla Hanım, gözde sahiplerinin böyle düşüncesini eğlenceli ve biraz da dokunaklı bularak onların diledikleri gibi düşünmelerine aldırmıyorlardı. (Kitabın Girişinden)
Bundan epey bir süre önce, Londrada genç bir çift Dalmaçyalı köpek yaşıyordu. Rastlantıya bakın. İkisinin de adı Pongoydu. Ama evlendikten sonra dişi Pongonun adına bir Hanım eklenmiş, yalnızca Hanım diye çağrılır olmuştur. Doğrusunu söylemek gerekirse bu genç evli Pongolar çok şanslıydılar; çünkü sahipleri, Bay ve Bayan Dearly, son derece kibar, yumuşak başlı ve gerçekten akıllı uslu insanlardı. Pongoların da dillerinden anlıyorlardı üstelik. «Bizi dışarı çıkarın!», «İçeri girmek istiyoruz!» ya da «Karnımız açlıktan zil çalıyor!» anlamına gelen havlamalarını bir çırpıda anlıyor, üzgün bakışlarının ya da sevinçle kuyruk sallamalarının ne demeye geldiğini çıkarabiliyorlardı. Onlar da birçokları gibi insanların köpeklere sahip olduğunu sanıyor, aslında köpeklerin insanlara sahip olduğunu bir türlü kavrayamıyorlardı. Pongoyla Hanım, gözde sahiplerinin böyle düşüncesini eğlenceli ve biraz da dokunaklı bularak onların diledikleri gibi düşünmelerine aldırmıyorlardı. (Kitabın Girişinden)