"Odanın dışın açıkan kuş Ömer'e yaşlı kadın çarşafı sorduğunda, kuş Ömer yere çömeldi ve çocuk gibi ağlamaya başladı. Kadın içeri girdiğinde Sıla'nın yatakta cansız yattığını gördü ve 'Adnan ağa yetiş gelinin ölmüş' diye feryat etti.
Bez bebeklerle oynamaları gereken dönemde, cinselliğin ne olduğunu dahi bilmeden gerdeğe girdirilen ve 'Amca ne olur beni anneme götür' , 'Ne olur bana birşey yapma korkuyorum' diyer yalvarmasına rağmen bir hayvanın üzerine çıkıp küçücük bedenini kavraması ve ağzını kapatıp nefessiz bırakması ile ölümüne neden olduğu Sıla ile ikizi Helin'in hikayesi…..
"Odanın dışın açıkan kuş Ömer'e yaşlı kadın çarşafı sorduğunda, kuş Ömer yere çömeldi ve çocuk gibi ağlamaya başladı. Kadın içeri girdiğinde Sıla'nın yatakta cansız yattığını gördü ve 'Adnan ağa yetiş gelinin ölmüş' diye feryat etti.
Bez bebeklerle oynamaları gereken dönemde, cinselliğin ne olduğunu dahi bilmeden gerdeğe girdirilen ve 'Amca ne olur beni anneme götür' , 'Ne olur bana birşey yapma korkuyorum' diyer yalvarmasına rağmen bir hayvanın üzerine çıkıp küçücük bedenini kavraması ve ağzını kapatıp nefessiz bırakması ile ölümüne neden olduğu Sıla ile ikizi Helin'in hikayesi…..
"Odanın dışın açıkan kuş Ömer'e yaşlı kadın çarşafı sorduğunda, kuş Ömer yere çömeldi ve çocuk gibi ağlamaya başladı. Kadın içeri girdiğinde Sıla'nın yatakta cansız yattığını gördü ve 'Adnan ağa yetiş gelinin ölmüş' diye feryat etti.
Bez bebeklerle oynamaları gereken dönemde, cinselliğin ne olduğunu dahi bilmeden gerdeğe girdirilen ve 'Amca ne olur beni anneme götür' , 'Ne olur bana birşey yapma korkuyorum' diyer yalvarmasına rağmen bir hayvanın üzerine çıkıp küçücük bedenini kavraması ve ağzını kapatıp nefessiz bırakması ile ölümüne neden olduğu Sıla ile ikizi Helin'in hikayesi…..
"Selim, erkek evlattı ve değerliydi. Sıla ve Helin ise kaderleri daha "kız"olarak doğduklarında belliydi. Değersizler, başlık parasına, tarla karşılığı, kan parasına kolayca gözden çıkarılabilen; bir inekten, bir öküzden kısacası herşeyden değersiz canlılardı" (s.163)
Bu, kara bir geceydi. İki çocuk, iki ayrı evde gerdeğe girecekti. Aslında bu iki çocuk babaları Şehmuz ve tüm köylü ortak aldıkları karar ile tecavüz edilmeleri için zemin hazırlamışlardı. (s.170)
Kitabı özetleyen cümleler... Kitabı okurken boğazım düğümlendi. İçim karardı, öfkelendim. Ali Bayram severek okuduğum bir yazardır. Bu kitabı beni çok etkiledi. Okumanızı tavsiye ederim.
Kitap da Şeymuz, çok kıymetli oğlu Selim'in şımarıklığı yüzünden oluşan kan davasına 13 yaşındaki ikiz kızları Sıla ve Helin'i kurban ediyor. Olaylara sebep olan Selim ise duruma karşı çıkan köy öğretmenine: Kardeşlerimin yaşı o kadar da küçük değil, kızlar okuyup da ne olacak? Evlensinler kocalarına hizmet etsinler diyor. Oysa ellerinde bez bebekleri ve boya kalemleriyle dolaşan bu kız çocuklarının hayalleri vardı. Okumak, öğretmen olmak. Tıpkı küçük yaşta evlendirilen tüm kız çocuklarının olduğu gibi. Kız çocuklarının hayalleri ise erkeklerin hiç umurunda değil. Töremiz böyle biz böyle gördük deyip geçiyorlar. TÖRENİZ BATSIN...
Maalesefki kitapda anlatılanlar gerçek. Ülkemizin kanayan yarası olan çocuk gelinler gerçeği. Bu zihniyet değişmedikçe de kimbilir daha nice Sıla ve Helinleri kurban edeceğiz.
Karton Cilt, 210 sayfa
9Mart2014 tarihinde, Deva tarafından yayınlandı