Sovyet Devriminin tarihi, sosyalist hareketin daima ilgisinin merkezinde olmuştur. Her tarih gibi daha sonra yazıldığında yaşananlar kadar, yaşananları daha da yüceltmek adına menkıbeler, abartılar ve kurgular da devreye girmiştir. E. H. Carr, Bolşevik Devriminin en geniş kapsamlı, gayrıresmî tarihini gözalabildiğine bir zenginlikle yazıya geçirmiş, süreci bir tarihçinin ciddiyeti ile ele almıştır. 1917: Öncesi ve Sonrası, Carrın Bolşevik Devrimi tarihi üzerine yaptığı araştırmaların, verdiği emeğin bir dökümüdür. E. H. Carr, dönemin tarihini araştırırken Rusça kaynaklara, devrim sürecinde öne çıkmış aktörlerin anılarına, yazılarına, dönemin gazete ve arşivlerine büyük bir dikkatle eğilir. Sovyet Devrimi ile ilgili diğer kaynakları da eleştirel bir gözle ele alır.Bolşevik Devrimini tarihteki yerine oturtmak, devrimin fikrî kökenlerini, sosyalist hareketin tarihsel mirasının ve aktörlerinin devrim fikrine ve sürecine katkısını, yıllar boyu süren araştırmaların olgunluğu ve aklıselimi ile yazabilmek bu eserin önemini artırır. Devrime ufkunu çizen ütopyayı, Sovyet toplumunun yapısını, umutlar kadar trajedileri de aynı hassasiyetle ele alan Carr, hem bir devrimin tarihini anlatır, hem de bu tarihin nasıl yazılması gerektiğini gözler önüne serer.
Sovyet Devriminin tarihi, sosyalist hareketin daima ilgisinin merkezinde olmuştur. Her tarih gibi daha sonra yazıldığında yaşananlar kadar, yaşananları daha da yüceltmek adına menkıbeler, abartılar ve kurgular da devreye girmiştir. E. H. Carr, Bolşevik Devriminin en geniş kapsamlı, gayrıresmî tarihini gözalabildiğine bir zenginlikle yazıya geçirmiş, süreci bir tarihçinin ciddiyeti ile ele almıştır. 1917: Öncesi ve Sonrası, Carrın Bolşevik Devrimi tarihi üzerine yaptığı araştırmaların, verdiği emeğin bir dökümüdür. E. H. Carr, dönemin tarihini araştırırken Rusça kaynaklara, devrim sürecinde öne çıkmış aktörlerin anılarına, yazılarına, dönemin gazete ve arşivlerine büyük bir dikkatle eğilir. Sovyet Devrimi ile ilgili diğer kaynakları da eleştirel bir gözle ele alır.Bolşevik Devrimini tarihteki yerine oturtmak, devrimin fikrî kökenlerini, sosyalist hareketin tarihsel mirasının ve aktörlerinin devrim fikrine ve sürecine katkısını, yıllar boyu süren araştırmaların olgunluğu ve aklıselimi ile yazabilmek bu eserin önemini artırır. Devrime ufkunu çizen ütopyayı, Sovyet toplumunun yapısını, umutlar kadar trajedileri de aynı hassasiyetle ele alan Carr, hem bir devrimin tarihini anlatır, hem de bu tarihin nasıl yazılması gerektiğini gözler önüne serer.