“Türkiye nasıl değişti? Bazı şeyler nasıl da hiç değişmemiş? Her şey başka türlü olabilir miydi? Ve tabii asıl soru: Biz buraya nereden geldik?” Mirgün Cabas, 2001’in, Eski Türkiye’nin son yılının hikâyesini anlatıyor. Önce iktidarın, sonra düzenin, nihayetinde rejimin değiştiği bir sürecin sıfır noktasında ne vardı?
Masadan havalanıp krize konan anayasa kitapçığı… Başbakanlık önünde sıraya giren protestocular… Banka enkazları vardı. First class kaçıp ekonomi sınıfında polislerin arasında geri getirilen işadamları… İsimlerinden fal tutulan yolsuzluk operasyonları… Piyasaların görevden aldığı bakanlar… “Başbakan sağlıksız mı yoksa sadece bakımsız mı?” tartışmaları vardı. TÜSİAD’ın her konuda fikrinin olduğu ve bunları açıklayabildiği günler… “Tek kişi partisi olmayacağız,” diyen AKP’nin Anayasa Mahkemesi sayesinde “normal doğum”la dünyaya gelişi… Askerlerin siyasetçilere bitmeyen kini...
Tüm bunların arasından uzaylıya taş atan köylü, İtalya’ya Fiorentina biletiyle gidip Milan üzerinden dönen Fatih Terim, “profesör” lakaplı kapkaççılar, konuklarına, “Efendim siz şarlatan mısınız?” diye soran anchorman’ler, mallarını karılarıyla paylaşmak istemeyen ama dondurulmuş embriyoya miras bırakma peşindeki milletvekilleri, Öcalan’ı İmralı’dan kaçırma teklifini reddeden PKK’lılar, cezaevinde kafa kesen çeteciler bize bakıyor. Aktörlerinin ve tanıklarının da katkılarıyla 31 kısım tekmili birden, Eski Türkiye’nin yoğun bakımdaki günlerinin hikâyesi…
(Tanıtım Bülteninden)
“Türkiye nasıl değişti? Bazı şeyler nasıl da hiç değişmemiş? Her şey başka türlü olabilir miydi? Ve tabii asıl soru: Biz buraya nereden geldik?” Mirgün Cabas, 2001’in, Eski Türkiye’nin son yılının hikâyesini anlatıyor. Önce iktidarın, sonra düzenin, nihayetinde rejimin değiştiği bir sürecin sıfır noktasında ne vardı?
Masadan havalanıp krize konan anayasa kitapçığı… Başbakanlık önünde sıraya giren protestocular… Banka enkazları vardı. First class kaçıp ekonomi sınıfında polislerin arasında geri getirilen işadamları… İsimlerinden fal tutulan yolsuzluk operasyonları… Piyasaların görevden aldığı bakanlar… “Başbakan sağlıksız mı yoksa sadece bakımsız mı?” tartışmaları vardı. TÜSİAD’ın her konuda fikrinin olduğu ve bunları açıklayabildiği günler… “Tek kişi partisi olmayacağız,” diyen AKP’nin Anayasa Mahkemesi sayesinde “normal doğum”la dünyaya gelişi… Askerlerin siyasetçilere bitmeyen kini...
Tüm bunların arasından uzaylıya taş atan köylü, İtalya’ya Fiorentina biletiyle gidip Milan üzerinden dönen Fatih Terim, “profesör” lakaplı kapkaççılar, konuklarına, “Efendim siz şarlatan mısınız?” diye soran anchorman’ler, mallarını karılarıyla paylaşmak istemeyen ama dondurulmuş embriyoya miras bırakma peşindeki milletvekilleri, Öcalan’ı İmralı’dan kaçırma teklifini reddeden PKK’lılar, cezaevinde kafa kesen çeteciler bize bakıyor. Aktörlerinin ve tanıklarının da katkılarıyla 31 kısım tekmili birden, Eski Türkiye’nin yoğun bakımdaki günlerinin hikâyesi…
(Tanıtım Bülteninden)
Karton Cilt, 544 sayfa
Can Yayınları tarafından yayınlandı