Aciz Çağ, Faltaşları

Enis Batur, Yazının Ucu ve E/Babil Yazılarını takip ederek yazınsal denemelerinin üçüncü cildini oluşturan bu kitabı, zamanın dilediği gibi kullandığı, altı ay süren özel bir dönem içinde yazmış. Kuş Dilinden Pessoanın Sandığına, Öcüyü Gören: Gauguinden Yemek, Sanat, Kösnüye, Şiirin Susku Haddinden Greenaway ve Lohengrine... Daha az mesafeli, öznellik dozunun belirgin biçimde arttığı, kuşatıcılığın yerini kesitleyiciliğin aldığı denemeler... Örümcek yazı ağını örmeyi sürdürüyor. TADIMLIKArtaudnun Meksikaya, Tarahumaraların yanına gitme gerekçeleri yalın. Öncelikle burada sıkıştığı gerçeği unutulmamalı: Gerçeküstücü hareketten kopmuş, koparılmış; tiyatroda, sinemada, çevresinde köpüklü bir tıkanış yaşamış; Avrupada iklim bozuk, sertleşiyor gitgide, siyah bulutların geldiğini seziyor. Çok kişiden önce görmüş, ayrıca: Batı rasyoneli duvara dayandı, ben büyülü esaslara dayalı başka bir uygarlık arıyorum. Doğru adrese gitmiş. Dokunulmamış, neredeyse temiz bir ilk-el dünya ile yüzleşmek yerinde karar. Zalimce gelebilir, yarı kaçıklar makro düzlemde gerçekçidirler: Savaşın yılgı verici yıllarını Artaud hastanede, Klossowski manastırında, Dali Amerikada geçirmiştir. Kalanlara bakın bir de: Desnos, Max Jacob, Benjamin ölüp gidenlerden birkaçı. Batı ratiosunun duvara dayanışı konusu her tür mümine çekici geliyor: Tabiî, diyorlar, Tanrı öldü derseniz, sonunda herşeyi öldürürsünüz - başta kendi yokoluşunuzun hazırlığıdır bu. Defterde, uzun uzadıya tartışmak istiyorum kendimle, Tanrının Ölümü çerçevesinde. Batının duvara dayandığının kanıtları azbuz değildir şüphesiz. Pek çok kişi gibi ben de ana simge olarak Auschwitzi seçiyorum burada: Yahudilerle, İbranilik ya da antisemitlikle hiçbir ilgisi yok bu seçimimin, ayrıca. Batı ratiosunun en ağır, en kalıcı sonucu kapitalizm herhalde. Kendisini yıkma hizasına yaklaşan Avrupadan çekip giden Artaudnun, Meksikada değerleri hepten değişik bir yaşam anlayışıyla karşılaşmış olmasının ona yeniden bir darbe vurmadığı söylenebilir mi? Görüyorsunuz ki onlardan biri değilsiniz, artık olamazsınız. Rodeze onu götüren hangisidir: Geçmişte zaten kırılmış olan iç camı, sinir terazisi mi; bu toplumun ancak o bölgesine ait olabileceği düşüncesi mi; gidecek başka yerinin kalmaması mı? Karmaşık, yanıtı bulunamaz sorular bunlar. Tarahumaralara, kavisle dönüyorum: Rue du Haut-Pavénin köşesindeki Indian dükkânına yıllardır gidiyorum, geleli beri iki kez daha gittim, daha da gideceğim ortada. Amerikalıların yokettikleri bir dünyanın kültürünü yaşatma çabaları dokunuyor bana. Öte yandan, kızılderililerin dibine darı ekenler, unutmamalı, Amerikadaki İngilizler ve Fransızlardır. Orta ve Güney Amerikada İspanyolların yaptığından bile amansız bir temizlik. Toprak, su bize ait değil ki onu bizden almaya çalışıyorsunuz cümlesini kuran zihniyetin yüksekliği ile bugünün Amerikasını hazırlayan toplumsal felsefeyi karşıkarşıya koyunca yıkılıveriyor kum kaleleri. Dükkândaki eşyada da aynı yüksek estetiğin kırıntıları göze çarpıyor: İyileştirici tahta bebekler, hekim taşları, görkemli tüyler, dehşet güzellikteki müzik araçları. Bize o dünyadan kala kala bu replikaların kalmış olması tam anlamıyla vahşet...

Enis Batur, Yazının Ucu ve E/Babil Yazılarını takip ederek yazınsal denemelerinin üçüncü cildini oluşturan bu kitabı, zamanın dilediği gibi kullandığı, altı ay süren özel bir dönem içinde yazmış. Kuş Dilinden Pessoanın Sandığına, Öcüyü Gören: Gauguinden Yemek, Sanat, Kösnüye, Şiirin Susku Haddinden Greenaway ve Lohengrine... Daha az mesafeli, öznellik dozunun belirgin biçimde arttığı, kuşatıcılığın yerini kesitleyiciliğin aldığı denemeler... Örümcek yazı ağını örmeyi sürdürüyor. TADIMLIKArtaudnun Meksikaya, Tarahumaraların yanına gitme gerekçeleri yalın. Öncelikle burada sıkıştığı gerçeği unutulmamalı: Gerçeküstücü hareketten kopmuş, koparılmış; tiyatroda, sinemada, çevresinde köpüklü bir tıkanış yaşamış; Avrupada iklim bozuk, sertleşiyor gitgide, siyah bulutların geldiğini seziyor. Çok kişiden önce görmüş, ayrıca: Batı rasyoneli duvara dayandı, ben büyülü esaslara dayalı başka bir uygarlık arıyorum. Doğru adrese gitmiş. Dokunulmamış, neredeyse temiz bir ilk-el dünya ile yüzleşmek yerinde karar. Zalimce gelebilir, yarı kaçıklar makro düzlemde gerçekçidirler: Savaşın yılgı verici yıllarını Artaud hastanede, Klossowski manastırında, Dali Amerikada geçirmiştir. Kalanlara bakın bir de: Desnos, Max Jacob, Benjamin ölüp gidenlerden birkaçı. Batı ratiosunun duvara dayanışı konusu her tür mümine çekici geliyor: Tabiî, diyorlar, Tanrı öldü derseniz, sonunda herşeyi öldürürsünüz - başta kendi yokoluşunuzun hazırlığıdır bu. Defterde, uzun uzadıya tartışmak istiyorum kendimle, Tanrın... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
6 puan

Sanatlar üzerine dinmeyen sesiyle kendi göğüne ortak ediyor bizi: Enis Batur.


Baskı Bilgileri



ISBN
9753638159

Etiketler: eleştiri-kuram

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

osmnuynk fitterhapier
2 kişi

Okumak İsteyenler

tunabasar35 Burak Uzun halukkursad
3 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski