Canlı bir varlıktan, ağaçtan geldiği için ahşap eşya her zaman bize yakın gelmiş, girdiği mekanı -kendisi yanmasa da- ısıtmıştır. İster mimari bir malzeme olarak, ister bağımsız bir eşya olarak ahşapla bu içli dışlılığımız, Kılıçbayın tarihçi kaleminde ayrı bir lezzete bürünüyor. Sıradan bir ahşap eşyanın zaman içinde geçirdiği biçimsel ve işlevsel değişimleri, yitirdiği ya da kazandığı değerleri anlatan yazar, bizi yeni keşiflere çağırıyor.
Canlı bir varlıktan, ağaçtan geldiği için ahşap eşya her zaman bize yakın gelmiş, girdiği mekanı -kendisi yanmasa da- ısıtmıştır. İster mimari bir malzeme olarak, ister bağımsız bir eşya olarak ahşapla bu içli dışlılığımız, Kılıçbayın tarihçi kaleminde ayrı bir lezzete bürünüyor. Sıradan bir ahşap eşyanın zaman içinde geçirdiği biçimsel ve işlevsel değişimleri, yitirdiği ya da kazandığı değerleri anlatan yazar, bizi yeni keşiflere çağırıyor.
okuduğum en güzel kitaplardan biri.. ahşabın öyküsü çevresinde etimolojiyi, gelenekleri çok güzel anlatıyor kılıçbay
Mehmet Ali Kılıçbay'ın Ahşap dergisinde yayınlamış yazılarının toplanmasıyla oluşan etimolojik bir eser. Kılıçbay ahşap ve ahşap malzemeler ile üretilmiş eşyaların kelime kökenlerine inerken adeta okurlarını bir tarih yolculuğuna çıkartıyor. Eşyaların kavramlara dönüşmesindeki süreç ilgi çekici. Keza kelimelerin kültürel etkileşimleri ve farklılıkları da. Bir çok ünlü eser ve efsaneye de yer veren kitapta benim özellikle ilgimi çeken, tahta ayakkabı ve beşik kelimelerinin öyküleri oldu.
115 sayfa