Deniz Kavukçuoğlu, kitabı için yazdığı önsözde, Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı? kitabının oluşum öyküsünü şu sözlerle anlatıyor: 1970-1992 yılları arasında kalan uzun yıllarda hiç dönemediğim ama hep dönmek istediğim İstanbulda, 1993 yılı baharında dostum Demir Özlüyle o Beyoğlu turunu yaparken, eğer yolumuz Alageyik Sokağına düşmeseydi, belki de bu kitabı yazmazdım... Ama yıllar sonra o sokağa girince belleğim kıpır kıpır olmuş, anılarım canlanmış, çok gerilerde kalmış çocukluk yıllarıma gitmiştim... Daha sonra bu kitabı yazarken birkaç kez daha Alageyik Sokağına gidip o eski kahvehanede oturdum...Galip Dedenin marangozlarına, doğramacılarına, çevre sokaklardaki avizecilere, eskicilere, beyaz eşya onarımcılarına; Zürafa Sokaktaki genelevlere, mamalara, hayat kadınlarına, abazan varoş gençlerine, gezgin piyango bileti satıcılarına, günlük yaşamımda bir araya hiç gelmediğim başka insanlara hizmet veren, o başka insanlar tarafından hiç yadırganmayan bu yerde ne arıyordum gerçekten?Her gittiğimde, uğradığımda demek belki daha doğru olur, kendimi Niçin buradayım? diye sorguluyor, fakat her seferinde de belleğimde yeni bir damar yakalıyordum... Bu damarlar beni farklı yerlere, farklı tarihlere götürüyordu... Alageyik Sokağı, bir limandı sanki...
Deniz Kavukçuoğlu, kitabı için yazdığı önsözde, Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı? kitabının oluşum öyküsünü şu sözlerle anlatıyor: 1970-1992 yılları arasında kalan uzun yıllarda hiç dönemediğim ama hep dönmek istediğim İstanbulda, 1993 yılı baharında dostum Demir Özlüyle o Beyoğlu turunu yaparken, eğer yolumuz Alageyik Sokağına düşmeseydi, belki de bu kitabı yazmazdım... Ama yıllar sonra o sokağa girince belleğim kıpır kıpır olmuş, anılarım canlanmış, çok gerilerde kalmış çocukluk yıllarıma gitmiştim... Daha sonra bu kitabı yazarken birkaç kez daha Alageyik Sokağına gidip o eski kahvehanede oturdum...Galip Dedenin marangozlarına, doğramacılarına, çevre sokaklardaki avizecilere, eskicilere, beyaz eşya onarımcılarına; Zürafa Sokaktaki genelevlere, mamalara, hayat kadınlarına, abazan varoş gençlerine, gezgin piyango bileti satıcılarına, günlük yaşamımda bir araya hiç gelmediğim başka insanlara hizmet veren, o başka insanlar tarafından hiç yadırganmayan bu yerde ne arıyordum gerçekten?Her gittiğimde, uğradığımda demek belki daha doğru olur, kendimi Niçin buradayım? diye sorguluyor, fakat her seferinde de belleğimde yeni bir damar yakalıyordum... Bu damarlar beni farklı yerlere, farklı tarihlere götürüyordu... Alageyik Sokağı, bir limandı sanki...
Okuduğum en güzel kitaplardan biriydi, Deniz Kavukçuoğlu'na hayran oldum.
360 sayfa