Eski türk filmlerinden apartman boşluklarına, ihtimallerden imkansızlıklara, parklardan çıkmaz sokaklara, Ottowa'dan Eskişehir'e bir yolculuk.
Anneler, babalar, kuşlar, trenler, eski sevgililer ve elbette atlar da dahil işin içine...
Kendisi her ne kadar üvey evlat muamelesinde bulunsa da şiirlerine birçocuğumuz Ali Lidar'ı samimi dizeleriyle tanıyıp sevdik. Tesirsiz Parçalar'da denemelerini okuduğumuz Tepebaşı Dükü, toplum artık hazırsa, uzun zamandır beklediğimiz şiirleriyle karşınızda!
Aman dikkatli okuyun, gözünüze toz kaçmasın...
Eski türk filmlerinden apartman boşluklarına, ihtimallerden imkansızlıklara, parklardan çıkmaz sokaklara, Ottowa'dan Eskişehir'e bir yolculuk.
Anneler, babalar, kuşlar, trenler, eski sevgililer ve elbette atlar da dahil işin içine...
Kendisi her ne kadar üvey evlat muamelesinde bulunsa da şiirlerine birçocuğumuz Ali Lidar'ı samimi dizeleriyle tanıyıp sevdik. Tesirsiz Parçalar'da denemelerini okuduğumuz Tepebaşı Dükü, toplum artık hazırsa, uzun zamandır beklediğimiz şiirleriyle karşınızda!
Aman dikkatli okuyun, gözünüze toz kaçmasın...
Ot dergisi yazarlarından ve şahsına münhasır hayranı olduğum adamlardandır kendisi..Kitapta geçen şiirlerden bir kısmını gerek blog gerekse facebook sayfasından okumuştum. Ama yinede Tesirsiz parçalar'dan sonra şiirlerini kitaplaştırması ve de fuardan kendisinden aldığım imza ile beni son derece mutlu etmiş (okuması için bile olsa kimseye vermeyeceğim bir özenle) kitaplığımdaki baş köşesindeki yerini almıştır. Mabedim o benim :)
Ali Lidar'ı sevmek için 5 neden söyleyeyim:
1- Yapaylıktan uzak ve doğal oluşu
2- Doğru noktalara parmak basması
3- 4 binin üzerinde kitabının olması ve kitapsız sokağa çıkmaması
4- Küçük Prensi sevmesi
5-Kinder süpriz yumurta ve oyuncaklarla hala içindeki çocuğu yaşatması
Bu tarz şiirleri sevmek ve içine girmek için sanırım ya platonik bir aşk ya da aşkınıza engel sorunların olduğu için kavuşamadığınız bir aşk acısı çekiyor olmanız kitaptaki şiirlerin hakkını vermeniz için idealdir. Şahsen benim öyle bir durumum yok :) Ama Kendimi bir an onların yerine koyarak okuduğumda insanın canını acıtan satırlar çok..
Kitaptan altını çizdiklerim:
-Sen bekleyip doğru zamanda hamle yapmayı seversin
Ben herşeyi bir kaç saniyeyle kaçırmakla meşhurum
-Beni anladığını söylemen teknik olarak mümkün
Acılarımızın aynı kapıya çıkmasıda muhtemel
Ama aramıza giren birkaç insan bedeni
Yalanlar ve aldatmalar ve İnevitable Humor
Ve güzel olan ne varsa parçalanmaya muktedir bu eller
Bu ellerle tekrar okşasam saçlarını
Kaç tas su olup biten herşeyi temize çeker?
-Unutacağın şeyleri dert etme
Ben hepsini aklımda tutarım
Mahal yok telaşa eğlen ve git!
-Ne garip şey koskocaman dünyayı
Zavallı eksenimizden ibaret saymamız
-Birsürü yalnız insan var bir sürü yalnız
-Herkesin herkesten kaçmak istediği
Herkesin herşeyi unutmak istediği
Herkesin hiçbir şeye tahammül edemediği
Bir yer olur muhakkak kim inkar edebilir
Bizim şassızlığımız bu,böyle anlarımız
104 sayfa
6Nisan2015 tarihinde, İthaki tarafından yayınlandı