İslam Batı için uzun süre bir uzaklıktı, hakkında az şey bilinen bir yabancıydı, bir ötekiydi. Oysa son otuz yılda Avrupadan Amerikaya bütün Batıya, göç yoluyla Müslüman topluluklar yerleşti; bu insanlar bu ülkelerde çalıştılar, çoluk çocuk sahibi oldular, topluma kök saldılar. Böylece Batı, kendi toplumunun bir parçası olarak, yanıbaşında İslamla karşılaştı. Ne var ki ekonomik büyümenin en hareketli döneminde başlayan bu olayın anlamı ve boyutları zamanla değişti: Krize giren Batının, o zamana değin sağlam bir güven duyduğu birçok şeyi yitirmeye başladığı, onu bir bütünleştirme potası haline getiren iddia ve vaatlerden vazgeçtiği yeni bir döneme gelinmişti.Gilles Kepel, Los Angelesın banliyölerinden Londra ve Lyonunkilere, dayanak noktalarından yoksun kalmış bir Batının karşısına inançlarıyla ve radikal bir seçenek olarak görülen yaşam tarzlarıyla çıkan militanları gözlemliyor.Okur, siyah Amerikan gettolarındaki ayaklanmalar, Rushdie olayı ve İslami başörtüsü üzerine tartışmalar gibi çarpıcı başlıkların ötesinde, karşılıklı dışlamaların önüne geçmeyi ve geleceği düşünmeyi beceremeyen toplumlarımızı sorgulayan, onlara bir alternatif olma iddiasını taşıyan İslami cemaatlerin nasıl örgütlendiklerini bulacak bu kitapta...
İslam Batı için uzun süre bir uzaklıktı, hakkında az şey bilinen bir yabancıydı, bir ötekiydi. Oysa son otuz yılda Avrupadan Amerikaya bütün Batıya, göç yoluyla Müslüman topluluklar yerleşti; bu insanlar bu ülkelerde çalıştılar, çoluk çocuk sahibi oldular, topluma kök saldılar. Böylece Batı, kendi toplumunun bir parçası olarak, yanıbaşında İslamla karşılaştı. Ne var ki ekonomik büyümenin en hareketli döneminde başlayan bu olayın anlamı ve boyutları zamanla değişti: Krize giren Batının, o zamana değin sağlam bir güven duyduğu birçok şeyi yitirmeye başladığı, onu bir bütünleştirme potası haline getiren iddia ve vaatlerden vazgeçtiği yeni bir döneme gelinmişti.Gilles Kepel, Los Angelesın banliyölerinden Londra ve Lyonunkilere, dayanak noktalarından yoksun kalmış bir Batının karşısına inançlarıyla ve radikal bir seçenek olarak görülen yaşam tarzlarıyla çıkan militanları gözlemliyor.Okur, siyah Amerikan gettolarındaki ayaklanmalar, Rushdie olayı ve İslami başörtüsü üzerine tartışmalar gibi çarpıcı başlıkların ötesinde, karşılıklı dışlamaların önüne geçmeyi ve geleceği düşünmeyi beceremeyen toplumlarımızı sorgulayan, onlara bir alternatif olma iddiasını taşıyan İslami cemaatlerin nasıl örgütlendiklerini bulacak bu kitapta...