Maksim Gorki, 1868-1936. Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov. Küçük yaşta yetim kaldı; okuyamadı. Uzun süre başıboş, yoksul bir hayat sürdü. Acı anlamına gelen Gorki takma adını da bu yüzden aldı. Romantik öykülerle başladığı yazarlığa, öykülerinde gururlu, özgürlüğü seçmiş kahramanların başkaldırışlarını anlattı. Çar yönetimi ile uyuşmazlığıa düştüğü için hapsedildi; hapisten çıkınca da en büyük devrimci yapıtı olan Anayı yazdı. 1918 Devrimi arifesinde Çarlık despotizmine karşı emekçi yığınların mücadelelerini konu alan bu yapıt sosyalist gerçekçi sanatın ilk güzel örneklerinden biridir. Yeryüzündeki bütün gerici kuvvetlerin, bakış ve milli bağımsızlık düşmanlarının, her çeşit yalancı, düzmece demokratların en korktukları yazarlardan biri de Gorkidir. Neden? Çünkü Maksim Gorki yalnız kendi halkına değil, bütün halklara yurtlarını, hürriyeti, barışı ve birbirlerini sevmeyi öğretir. Çünkü o, insanın geleceğinden, güzel günler göreceğinden emindir. Çünkü o, emekçi insanı, koluyla, kafasıyla çalışan insan, yeryüzünün gerçek, biricik efendisi sayar. Gorki, insanlar yaşadıkça yaşayacaktır. Çünkü yeryüzünün en büyük şairidir.
Maksim Gorki, 1868-1936. Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov. Küçük yaşta yetim kaldı; okuyamadı. Uzun süre başıboş, yoksul bir hayat sürdü. Acı anlamına gelen Gorki takma adını da bu yüzden aldı. Romantik öykülerle başladığı yazarlığa, öykülerinde gururlu, özgürlüğü seçmiş kahramanların başkaldırışlarını anlattı. Çar yönetimi ile uyuşmazlığıa düştüğü için hapsedildi; hapisten çıkınca da en büyük devrimci yapıtı olan Anayı yazdı. 1918 Devrimi arifesinde Çarlık despotizmine karşı emekçi yığınların mücadelelerini konu alan bu yapıt sosyalist gerçekçi sanatın ilk güzel örneklerinden biridir. Yeryüzündeki bütün gerici kuvvetlerin, bakış ve milli bağımsızlık düşmanlarının, her çeşit yalancı, düzmece demokratların en korktukları yazarlardan biri de Gorkidir. Neden? Çünkü Maksim Gorki yalnız kendi halkına değil, bütün halklara yurtlarını, hürriyeti, barışı ve birbirlerini sevmeyi öğretir. Çünkü o, insanın geleceğinden, güzel günler göreceğinden emindir. Çünkü o, emekçi insanı, koluyla, kafasıyla çalışan insan, yeryüzünün gerçek, biricik efendisi sayar. Gorki, insanlar yaşadıkça yaşayacaktır. Çünkü yeryüzünün en büyük şairidir.
Benim düşünceme göre kitabın oldukça etkili bir dili var. Kitap daha çok sosyalist kesime hitap ediyor gibi görünüyor olsa da aslında herkesin kendine pay çıkartabileceği bir eser. Zamanın Ruysa'nın içinde bulunduğu kaotik ortamı oldukça iyi anlatmakta. Ki bu anlatımda yazarın kendine baş kahraman olarak yaşlı bir "Ana'yı" seçmesinin rolü oldukça fazla.
Ana yaşını başını almış bir kadın. Buna rağmen kendini geliştiremeye ve çalışmaya asla ara vermiyor. Sevgi dolu, sadece kendi yandaşlarına karşı değil, bütün insanlara karşı hem de. İnançlı... İnancından asla taviz vermiyor, onu yıkmaya çalışanlara karşı daima ayakta; ki ayakları da sağlam basmakta yere. Kendinden genç nice kızların nice delikanlıların kalkışamayacağı işleri üstlenecek kadar cesur da. Azimli, çalışkan, sevgi dolu. Uzun lafın kısası: O gerçek bir Ana.
Kitabı tam zevk alarak okumak isteyenlere bir tavsiyem olacak; elinizden geldiğince tarafsız olun. Her kitapta olduğu gibi bu kitapta da asıl olan ana fikre ulaşmak; yan fikirler önemli değil. Bu mevzu gerçekten okumaya kolaylaştırmakta
1905 Rus devriminin hemen öncesini ama 2014'ün Türkiye'sini anlatan bir Rus klasiği. Asla yıkılmayacağı düşünülen Çarlık düzeni sindirilmiş kandırılmış köleliği benimsemiş bir halk ve bu halkı düşünmeye okumaya teşvik eden sosyalizmi savunan bir avuç insan. Kitabın ana karakteri olan "Pelage" veya bir başka deyişle "Ana" kendisine şiddet uygulayan adeta hayvanca davranan kocasının ölümü ile oğlu Pavel ile yaşam mücadelesi vermeye başlar oğlunun alkolik bir serseri olmasından korkarken oğlunun hergün kitaplar okuyan işçi sınıfının hakkı için mücadele veren biri olduğunu öğrenir ve korkuları daha çok artar zamanla gerçekleri algılayan oğluna hak veren ANA oğlu ile birlikte sosyalizm düşüncesini hayata geçirebilmek için mücadele vermeye başlar. Özellikle genç nesillerin okuması gereken bir roman
Bence okunması gereken 50 kitaptan biri, çok güzel.
Rus halkının ve bir Ana'nın hayatının ve hayata bakış açısının devrimci bir şekilde değişimi ve gelişimini konu alan bir kitap.
Maksim Gorki’nin bu kitabında ana konu devrimci düşünce ve devrimci mücadele denebilir. Uyandırılmak istenen ana düşünce ise halkın kendi acılarına bakarak nedenini inceleyerek biraz da cesaretle kendini savunabilecek onu ezenlere baş kaldırabilecek duruma gelebileceğidir. Bu düşünceyi aşılamak içinse bu yolda yoldaşlarıyla mücadele veren bir oğlu olan kendine bir zarar gelmediği sürece (hatta bazen geldiğinde de) sesini çıkarmayan hakkını arayamayan bir kadının oğlunun ve çevresinin etkisiyle insanların acısını algılayan ve onları uyarmaya uyandırmaya çalışan bir savaşçı haline gelmesi anlatılmaktadır.
Okurken olaylar birbirine karışıyor.Ne zaman ne okuduğumun farkına varamıyorum.Olaylar birbirinden çok kopuk bir şekilde anlatılmış.
Kitapta baskıdan kaynaklanan hatalar vardı o yüzden sonları pek keyifli değildi.Ancak doğru yayınevinden çıkarsa güzel bir kitap :)
Defalarca okumaktan zevk aldığım ender kitaplardan.
Bir annenin gözünden okuyacağınız bu kitap, hafızalarınıza kazınacak. Yüzünüzle bir tebessümle hatırlanacak. Şidetle tavsiye ediyorum..
Karton Cilt, 392 sayfa
2005 tarihinde, İskele Yayıncılık tarafından yayınlandı