Gizemli bir ziyaretçi, hayattaki her şeyden umudunu kesmiş üç farklı insanın kapısını çalar. Bu kişiler, hapsedildiği hücresinde son gecesini geçiren idam mahkumu bir astronom; hayatını tozlu bodrum katındaki bürosunda geçirmiş, yalnız bir antik dinbilimci kadın; geçmişindeki karanlık, acı dolu bir anının etkisinden uzun yıllardan beri kurtulamamış yaşlı bir saatçidir. İşte bu gizemli ziyaretçi, kapısını çaldığı bu kişilere eşsiz ama bir o kadar da belirsiz birer zaman armağan eder. Gizemli ziyaretçinin gerçek kimliğini bilen tek kişiyse, kapatıldığı stüdyosunda yaşayan kaçık bir kadın ressamdır. İyi ama böyle bir dünyada, kaçık olmasa bile, bir sanatçıya kim inanır ki?Bu kısa roman gerçekçiliğin kurguyla ilişkisini sorguluyor. Sonunda da, her şeyi sorgular hale getiriyor: karakterlerin kimliklerini, gizemli ziyaretçiyi, doktoru ve yazarı. Gerçek ile kurgu arasındaki sınırlar bulanıklaşıyor ve okur kurgu içinde bir kurguyla karşı karşıya kalıp kalmadığı konusunda tereddüt ediyor. Postmodernizm ile bilimkurgu karışımı bu olağandışı roman, insanın varlığı konusunda çok kritik birtakım soru işaretlerini ortaya çıkarıyor. Gerek edebi, gerek felsefi açıdan birbirlerinden çok farklı yorumlara açık ve her seviyede kişinin okuyabileceği bir roman.(World Literature Today, ABD)Edebi fantastik akımın dünyadaki öncülerinden olan Zoran Zivkoci, Armağan Zamanlarda, zaman olgusunun sorgulanabilirliğini, zekice ve felsefi derinlikle okurun önüne seriyor.(Arka Kapaktan)
Gizemli bir ziyaretçi, hayattaki her şeyden umudunu kesmiş üç farklı insanın kapısını çalar. Bu kişiler, hapsedildiği hücresinde son gecesini geçiren idam mahkumu bir astronom; hayatını tozlu bodrum katındaki bürosunda geçirmiş, yalnız bir antik dinbilimci kadın; geçmişindeki karanlık, acı dolu bir anının etkisinden uzun yıllardan beri kurtulamamış yaşlı bir saatçidir. İşte bu gizemli ziyaretçi, kapısını çaldığı bu kişilere eşsiz ama bir o kadar da belirsiz birer zaman armağan eder. Gizemli ziyaretçinin gerçek kimliğini bilen tek kişiyse, kapatıldığı stüdyosunda yaşayan kaçık bir kadın ressamdır. İyi ama böyle bir dünyada, kaçık olmasa bile, bir sanatçıya kim inanır ki?Bu kısa roman gerçekçiliğin kurguyla ilişkisini sorguluyor. Sonunda da, her şeyi sorgular hale getiriyor: karakterlerin kimliklerini, gizemli ziyaretçiyi, doktoru ve yazarı. Gerçek ile kurgu arasındaki sınırlar bulanıklaşıyor ve okur kurgu içinde bir kurguyla karşı karşıya kalıp kalmadığı konusunda tereddüt ediyor. Postmodernizm ile bilimkurgu karışımı bu olağandışı roman, insanın varlığı konusunda çok kritik birtakım soru işaretlerini ortaya çıkarıyor. Gerek edebi, gerek felsefi açıdan birbirlerinden çok farklı yorumlara açık ve her seviyede kişinin okuyabileceği bir roman.(World Literature Today, ABD)Edebi fantastik akımın dünyadaki öncülerinden olan Zoran Zivkoci, Armağan Zamanlarda, zaman olgusunun sorgulanabilirliğini, zekice ve felsefi derinlikle okurun önüne seriyor.(Arka Kapaktan)
Hayal dünyası oldukça etkileyici olan yazarın anlatış tarzı da iyi. Betimleyici açıklamaları harika. Üç ayrı olayı son kısımda birleştirerek yazarın Alfred Hitchcock gibi kendini hissettirmesi ayrı bir ayrıntı. Sadece son kısımdaki ressamın nasıl ve neden öldüğünü bir türlü anlayamadım doğrusu.
Karton Cilt, 117 sayfa
Ekim2006 tarihinde, İstiklal tarafından yayınlandı