Mutlu sona giden yolda, kötü kalpli cadıların sadece aşılabilir küçük engeller olduğu, babaların kızlarının üzerine titrediği, annelerin sonsuza dek beraberlik sözü verdiği masallara alıştıysanız, bunları tek tek yıkmaya hazır olun.
Annemin gittiği ve geri dönmeyerek beni terk ettiği her gün, ruhuma sinmiş alkol kokusu ve hayatımın üzerinde söndürülmüş sigara izmaritleri bana bir masalda yaşamadığım gibi bir masalın hayalini de kuramayacağımı öğretmişti.
Onunla tanışana dek... İlk öpücüğümün siyahla bezenmiş yasak masumiyeti...
Birbirine girmiş saç tutamları, her an saldırmaya hazır tetikte bakışları, bedenini bir harita gibi çevrelemiş yara izleriyle bir beyaz atlı prensten çok uzak olduğunu biliyordum. Uykusunda bile insanın aklını başından alacak kadar tehlikeli görüntüsü ile yenilmez bir savaşçıyı anımsatıyordu ve bu masalsı savaşta onun kını benim tenim, benim kınımsa onun gözleriydi.
"Eğer benden gidersen; peşine düşerim ve seni bulurum."
(Tanıtım Bülteninden)
Mutlu sona giden yolda, kötü kalpli cadıların sadece aşılabilir küçük engeller olduğu, babaların kızlarının üzerine titrediği, annelerin sonsuza dek beraberlik sözü verdiği masallara alıştıysanız, bunları tek tek yıkmaya hazır olun.
Annemin gittiği ve geri dönmeyerek beni terk ettiği her gün, ruhuma sinmiş alkol kokusu ve hayatımın üzerinde söndürülmüş sigara izmaritleri bana bir masalda yaşamadığım gibi bir masalın hayalini de kuramayacağımı öğretmişti.
Onunla tanışana dek... İlk öpücüğümün siyahla bezenmiş yasak masumiyeti...
Birbirine girmiş saç tutamları, her an saldırmaya hazır tetikte bakışları, bedenini bir harita gibi çevrelemiş yara izleriyle bir beyaz atlı prensten çok uzak olduğunu biliyordum. Uykusunda bile insanın aklını başından alacak kadar tehlikeli görüntüsü ile yenilmez bir savaşçıyı anımsatıyordu ve bu masalsı savaşta onun kını benim tenim, benim kınımsa onun gözleriydi.
"Eğer benden gidersen; peşine düşerim ve seni bulurum."
(Tanıtım Bülteninden)
Bazı eksikleri olmasına rağmen, severek okuduğum bir kitap oldu, zira serinin ikinci kitabını merakla beklemekteyim, yazarın iyi bir kalemi var, betimlemeleri ve karakterleri sevdim tam tadındalar...
Hazar ve Kayla'nın çok zorlu bir hayatı olmuş, Kayla'nın onu terk eden bir annesi ve alkolik bir babası var, içe kapanık, asosyal modunda bir kız, tek bir arkadaşı bile yok, bir yandan okuluna devam ederken diğer yandan babasına bakmaya çalışmış, ama keşke hiç bakmasaymış diyorum, zira adamın yıllarca, ne alkoli, ne kumarı ne de dayağı bitmemiş ve tüm bunlar Kayla'da derin yaralar açmış..
Hazar ise çocuklarından bir haber olan ilgisiz bir aileye sahip, babasıyla olan bir tartışması sonucu kendisini sokaklarda buluyor ve zamanla bilumum her pisliğe az çok bulaşıyor, en sonunda çember adında bir kulübün üyesi olarak buluyor kendisini, ve ne yazık ki, hayatında en başarılı olduğu konu ise kağıtlar, yani kumar...
Kayla ve Hazar'ın İlk karşılaşmaları bir sokak kavgasının ortasında oluyor, kızımız cüssesine bakmadan, Hazar'ı dövmeye niyetli bir grup çocuğa kafa tutuyor, aklınca Hazar'ı korumak niyetinde, ama gelin görün ki, onu kurtaran yine Hazar oluyor :) akabinde ikili aynı okulda yeniden karşılaştıklarında Kayla bu gencin bir anda hayatına dahil olmasının şaşkınlığını yaşıyor, ama bilmediği bir gerçek var ki, Hazar aslında Kayla'nın sahibi, üstelikte çok çirkin bir pazarlığın sonucu ....
Kitabın en büyük eksiği mekan tasviri , yani kurgu hangi ülkede, hangi şehirde geçiyor belli değil, neden orada bulundukları belli değil, Hazar ve Kayla türk, ama okuldaki diğer herkes yabancı isimlere sahip, o konuda ikinci kitapta bir tamamlanma bekliyorum, bu nedenle puan kırmadım :)
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/2017/06/asi-yorum.html#more
Müptela tarafından yayınlandı