OKYANUS ÖTESİNDEN GELEN AŞK… Mary Bascombe ve kız kardeşleri, annelerinin ölümünün ardından üvey babalarının onları zorla evlendirmemesi için İngiltere’ye kaçar ve annelerini evlatlıktan reddeden büyükbabaları Stewkesbury Kontu’nu aramaya koyulurlar. Tesadüfen tanıştıkları çekici Sör Royce Winslow, kız kardeşlerin doğruyu söylediğine inanmamaktadır ama Mary’yle aralarındaki çekim şüpheye yer bırakmayacak türdendir. Bu yüzden, kız kardeşler ailelerinin taşradaki malikânesine gönderildiğinde Royce da peşlerinden gider. “Yazar her zamanki ustalığıyla karmaşa, mizah ve yanlış anlaşılmaları, her okuru memnun edecek kadar duygusallıkla bir araya getiriyor. Sonuç olarak ortaya iyi yazılmış ve büyüleyici bir hikâye çıkıyor. Camp, okurlarının kalbine tekrar tekrar ulaşmasını bilen bir yazar.”
Romantic Times
OKYANUS ÖTESİNDEN GELEN AŞK… Mary Bascombe ve kız kardeşleri, annelerinin ölümünün ardından üvey babalarının onları zorla evlendirmemesi için İngiltere’ye kaçar ve annelerini evlatlıktan reddeden büyükbabaları Stewkesbury Kontu’nu aramaya koyulurlar. Tesadüfen tanıştıkları çekici Sör Royce Winslow, kız kardeşlerin doğruyu söylediğine inanmamaktadır ama Mary’yle aralarındaki çekim şüpheye yer bırakmayacak türdendir. Bu yüzden, kız kardeşler ailelerinin taşradaki malikânesine gönderildiğinde Royce da peşlerinden gider. “Yazar her zamanki ustalığıyla karmaşa, mizah ve yanlış anlaşılmaları, her okuru memnun edecek kadar duygusallıkla bir araya getiriyor. Sonuç olarak ortaya iyi yazılmış ve büyüleyici bir hikâye çıkıyor. Camp, okurlarının kalbine tekrar tekrar ulaşmasını bilen bir yazar.”
Romantic Times
Konu güzeldi ama tam olarak işlenememişti sanki, bu konu daha güzel işlenebilirdi diye düşünüyorum. Konu bazı yerlerde fazla uzatılmıştı. Sayfa sayısı yeterli-hatta fazla olmasına rağmen- Royce ve mary'nin aşkını tam olarak anlayamadan kitabın sonuna geldik. Mary (yani esas kızımız) o kadar sert bir karakter di ama bir baktık Royce'e sırılsıklam aşık olmuş. Tüm bunların yanında kapak resmini çok beğendim yine karakterler çok hoştu, espirilerle süslenmiş,insanı daraltmayan bir anlatımı vardı.
Royce, Fitz ve Oliver'ı sevdim gerisini sallasak da olur :P
Aslında kitabı okuyalı baya bir zaman oldu ama işi tembelliğe vuran ben anca yorum giriyorum.
Candace'den okuduğum ilk kitap olan Asi ve Güzel bence güzel bir romandı. Mary ve kardeşlerini çok sevdim ben. Yazarın kalemi de genel olarak iyiydi. Kitabı okuyorken klasik roman okuyormuşum hissi verdi bana.
Kitapta sevmediğim 2 yön var:
1) Bence bu kitaba 448 sayfa fazla kaçmış. Kızların hanımefendi olma eğitimi aldığı kısımlar gereğinden fazla uzundu.
2) Serinin devamında Mary'nin kardeşleri değil, Royce'un kardeşleri ele alınmış. Fitz eğlenceli olsa da ben Oliver'ı sevemedim. Çok sıkıcı biri bana göre. Her ne kadar serinin diğer kitaplarını okumamış olsam da yazar, Mary'nin kardeşlerini ele alsaydı ortaya daha eğlenceli kitaplar çıkardı bundan eminim.
http://belleninkutuphanesi.blogspot.com.tr/2016/03/asi-ve-guzel-yorum.html
Köyden indim şehire temalı,okurken çok sıkmayan ama aman aman da güzel denilemeyecek bir kitap.
http://oldgirlsontheblog.blogspot.com.tr/2016/07/iki-kitap-birer-yorum.html#more
Amerikalı Mary Bascombe ve üç kız kardeşi Londara'ya gelir.Anneleri Stewkesbury Kontunun kızıdır. Alt düzey bir soylunun fakir oğlu olan babalarına aşık olunca kont evlenmelerine izin vermemiştir. Anne ve babası da Amerika'ya kaçmıştır. Durumları iyi olmamış babaları sürekli iş değiştirmiştir fakat mutlulardır. Babaları altı yıl önce ölünce onlara kalan hana ortakları gelmiştir. Annelerine aşık olmuştur. Anneleri de geçimlerini sağlayabilmek için evlenmeyi kabul etmiştir. Evlenince de pişman olmuştur. Üvey babaları ne eve bakabiliyor ne de iyi bir kocadır. Üstelik sarhoşken de kızlara asılır. Anneleri de ölmeden önce üvey babalarının insafına kalmamaları için kızlarına büyük babalarını anlatır. Mary'e de kardeşlerini büyükbabalarının evine götürmesi için söz verdirir. Anneleri ölünce Mary de sözünü tutar.
Gelir gelmez ise rıhtım da kim olduklarını kanıtlayacakları belgelerin olduğu çanta çalınır. Hırsızın peşinden koşarken hırsızı Sör Royce Winslow durdurur.
Royce etkilendiği Mary ve kardeşlerine yardım edip onları bir hana götürür. Karşılığında da bir öpücük alır. Mary de büyükbabasına ulaşmaya çalışır. Kont bir yıl önce ölmüştür. Oğlu da öldüğünden şimdi torunu kont olmuştur. Kontun babası ile de Royce'nin annesi evlenmiştir. Royce aileden olduğundan kızlara yardım eder ve kızlar kuzeninin yanına yerleşirler.Uyum sağlamak için dersler alırlar. Tabi bu süreçte Royce hep yanlarındadır. Bu yüzden ikili sık sık bir araya gelir. Birbirlerinden etkilendiklerinden aşık olmaları uzun sürmez.
Üvey babalarının evlendirmek istediği kardeşleri kaçırılmaya çalışılınca bir de bu olayla ilgilenmeye çalışırlar.
Kardeşleri sevdim eğlencelilerdi . Ama kitapta ki olaylar yok denilecek kadar azdı. Yeni aile, aldıkları dersler dışında tek olay kardeşinin peşindekiler. Oda zaten kardeşinin peşindelerdi. İkilinin olayı yok. Sanki araya bu çifti de ekleyelim denmişti. Kalabalıktan fırsat buldukça bir araya gelen bir çift bu yüzden onları aşık bir çift gibi göremedim. Royce'nin her fırsatta Mary ile yakınlaşması ve sonra üzgün olduğunu söyleyip durması, yine yine aynısını yapması hiç hoşuma gitmedi. Çok kalabalıklardı.Ayrıca kitapta sayfa sayısı olarak çok fazlaydı boş boş geçen sayfalarla doluydu.
Karton Cilt, 448 sayfa
10Temmuz2015 tarihinde, Pegasus Yayınları tarafından yayınlandı