İlkay Tuna'nın öykülerini okurken; kimsenin kimseyi beklemediği ıssız tren istasyonlarını, ülkesinin geleceğiyle birlikte aşkları da yağmalanmış göçebe bir gençliğin eylül hüzünlerini, çocukluğun talan edilmiş bahçelerini, savrulup gidenlerin geride bıraktığı bozkır rüzgârlarını, kar yağmayan bir kentin gurbetinde
kartopundan sıla olmayı düşündüm… İçerden ve
içtenlikli anlatımından, oya gibi işlenmiş şiirli dilinden dolayı da dosyasını yüksünmeden, severek okudum…
Sonra derin bir iç geçirdim ve 'aşkın kükürt kokusu'nu duydum… "Eh, tamam işte" dedim, öykünün geride bıraktığı şeylerden biri de bir iç çekme değil midir?
Zafer DORUK
İlkay Tuna'nın öykülerini okurken; kimsenin kimseyi beklemediği ıssız tren istasyonlarını, ülkesinin geleceğiyle birlikte aşkları da yağmalanmış göçebe bir gençliğin eylül hüzünlerini, çocukluğun talan edilmiş bahçelerini, savrulup gidenlerin geride bıraktığı bozkır rüzgârlarını, kar yağmayan bir kentin gurbetinde
kartopundan sıla olmayı düşündüm… İçerden ve
içtenlikli anlatımından, oya gibi işlenmiş şiirli dilinden dolayı da dosyasını yüksünmeden, severek okudum…
Sonra derin bir iç geçirdim ve 'aşkın kükürt kokusu'nu duydum… "Eh, tamam işte" dedim, öykünün geride bıraktığı şeylerden biri de bir iç çekme değil midir?
Zafer DORUK
Ciltli, 55 sayfa
Mart2011 tarihinde, bencekitap tarafından yayınlandı