Emily ile John, evlenme planları yapan iki âşıktır. Yaşadıkları köyde arzuladıkları hayata kavuşmaları mümkün değildir. Bu sebeple Johnun uzak diyarlarda çalışması, para biriktirmesi gerekmektedir. Emily ise onu sadakatle bekleyecektir. Ne ki, hayat onlara iyi davranmaz. Emily, babasının terk ettiği çiftlikte kalır. Tüm zorluklara, sevgilisine kavuşacağı günü bekleyerek katlanır. Ancak bir tanesi var ki, ona katlanmak, azapların en büyüğüdür: Tecavüz! Kalbi ve onuru kırılır. Yeni doğan bebeği, hayatını allak bullak eder. Üstelik çocuğun babasını açıklayacak cesareti de yoktur. Ve bunun bedeli çok ağırdır. İflah olmaz romantiklerin kalplerini ele geçireceği kesin! Sunday Post Romanı okurken, başrollerinde Mickey Rooney ya da Judy Garlandın oynadığı eski bir filmi izlediğiniz hissine kapılıyorsunuz. Marie Hashime Lofton
Emily ile John, evlenme planları yapan iki âşıktır. Yaşadıkları köyde arzuladıkları hayata kavuşmaları mümkün değildir. Bu sebeple Johnun uzak diyarlarda çalışması, para biriktirmesi gerekmektedir. Emily ise onu sadakatle bekleyecektir. Ne ki, hayat onlara iyi davranmaz. Emily, babasının terk ettiği çiftlikte kalır. Tüm zorluklara, sevgilisine kavuşacağı günü bekleyerek katlanır. Ancak bir tanesi var ki, ona katlanmak, azapların en büyüğüdür: Tecavüz! Kalbi ve onuru kırılır. Yeni doğan bebeği, hayatını allak bullak eder. Üstelik çocuğun babasını açıklayacak cesareti de yoktur. Ve bunun bedeli çok ağırdır. İflah olmaz romantiklerin kalplerini ele geçireceği kesin! Sunday Post Romanı okurken, başrollerinde Mickey Rooney ya da Judy Garlandın oynadığı eski bir filmi izlediğiniz hissine kapılıyorsunuz. Marie Hashime Lofton