İnanma, İnanmama Üzerine Bir TartışmaBu kitabın bir politik mesajı varsa, o da hoşgörü çağrısıdır. Ateistler ve Tanrıya inananlar eğer birbirlerini anlayabilirlerse yan yana barış içinde yaşayabilirler. Ve taraflardan biri ötekini ahlâki olarak yoz ya da akıldışı olarak elinin tersiyle ittiği müddetçe, karşılıklı anlayış ortamına hiçbir zaman erişilemeyecektir.Robin Le Poidevin, Türkçe Basıma Önsöz. Tanrının varlığı, ahlâkla din arasındaki ilişki, vb. konular üzerinde yazılmış tüm klasik çalışmaların, eleştirmekten çok sergilemekle yetinen geleneksel tutumundan ayrımla, bu kitap; evrenin kişisel bir yaratıcısının bağımsız varlığının reddi anlamında bir ateizm savunusu inşa etmektedir. Poidevin, benim amacım tartışmalar için bir başlangıç noktası sunmak, muhalefeti susturmak yerine tartışmayı kışkırtmaktır diyor.Erdoğan Aydın, İslamcılık ve Din Politikaları, s. 308, Gendaş, 2002Kutsal değerler üzerinde ve üzerinden siyaset yapmanın bu kadar yaygın olduğu bir ülkede, ateizm, hem siyasal İslamın hem de siyasal laisizmin gerçek yüzünü ortaya çıkaracak bir turnusol kâğıdı işlevini görebilir. Ülkemizde, siyasal İslamı sollayabilmek için, sola dinsel bir renk vermeye çalışan sosyal demokratlardan, solu neredeyse Aleviliğin bir kolu olarak gören, inançları için ölen mensuplarına şehitlik mertebesi sunan radikal solculara; dini, toplumsal bir uzlaşma zemini olarak kullanmak isteyen laik derin devletten, toplumsal bir çözülme katalizörü olarak kullanmak isteyen dindar derin millete kadar hemen her kesimde kendini gösteren ortak bir sorun var: Samimiyetsizlik. Bir türlü kendi olmama hali... Ötekiyle diyaloğa, tartışmaya girmek yerine, güya ötekiyle arasında hiçbir gerçek sorun yokmuş gibi yapma hastalığı... Kısacası, karşılıklı oynama... Ateistler, işte bu ortamda, sadece ölü bedenlerinin değil, asıl, yaşayan bedenlerinin haklarını samimi bir biçimde talep ederek, bu toplumsal karşılıklı oynama haline son veremeseler de, en azından kişisel olarak artık oynamamayı seçebilirler. Sadece bu, yani başkalarını değil, öncelikle kendini aldatmama halini seçme bile yeteri kadar politik bir tavırdır ve dolayısıyla, öncelikle kendimizi, daha sonra başkalarıyla ilişkilerimizi ve nihayet başkalarını etkileme potansiyeli taşır.(...) Poidevinin bu kitabı, bence ülkemizdeki entelektüel ve politik bir boşluğu doldurmak açısından son derece yerinde bir seçim. Öyleyse, bu ülkede -yüzde bir de olsa- ateistler de yüzde yüz var olabilmeli. Zaten demokrasi dediğimiz, yüzde birin de yüzde yüz var olduğu, var olabildiği bir rejim değil midir?Şükrü Argın, Cumhuriyet Kitap
İnanma, İnanmama Üzerine Bir TartışmaBu kitabın bir politik mesajı varsa, o da hoşgörü çağrısıdır. Ateistler ve Tanrıya inananlar eğer birbirlerini anlayabilirlerse yan yana barış içinde yaşayabilirler. Ve taraflardan biri ötekini ahlâki olarak yoz ya da akıldışı olarak elinin tersiyle ittiği müddetçe, karşılıklı anlayış ortamına hiçbir zaman erişilemeyecektir.Robin Le Poidevin, Türkçe Basıma Önsöz. Tanrının varlığı, ahlâkla din arasındaki ilişki, vb. konular üzerinde yazılmış tüm klasik çalışmaların, eleştirmekten çok sergilemekle yetinen geleneksel tutumundan ayrımla, bu kitap; evrenin kişisel bir yaratıcısının bağımsız varlığının reddi anlamında bir ateizm savunusu inşa etmektedir. Poidevin, benim amacım tartışmalar için bir başlangıç noktası sunmak, muhalefeti susturmak yerine tartışmayı kışkırtmaktır diyor.Erdoğan Aydın, İslamcılık ve Din Politikaları, s. 308, Gendaş, 2002Kutsal değerler üzerinde ve üzerinden siyaset yapmanın bu kadar yaygın olduğu bir ülkede, ateizm, hem siyasal İslamın hem de siyasal laisizmin gerçek yüzünü ortaya çıkaracak bir turnusol kâğıdı işlevini görebilir. Ülkemizde, siyasal İslamı sollayabilmek için, sola dinsel bir renk vermeye çalışan sosyal demokratlardan, solu neredeyse Aleviliğin bir kolu olarak gören, inançları için ölen mensuplarına şehitlik mertebesi sunan radikal solculara; dini, toplumsal bir uzlaşma zemini olarak kullanmak isteyen laik derin devletten, toplumsal bir çözülme katalizörü olarak kullanmak isteyen dindar derin millete ka... tümünü göster
Kitap yurtdışında "parmakla gösterilen" ateizm savunularından biri. Çevrilmiş olması büyük şans. Tanrı'nın varlığının geleneksel argümanlarını eleştirip Ateizm lehine argümanlara da kısmi bir giriş yapmış. Benim aşina olduğum eleştiri yöntemlerini kullanmak yerine metafiziğin terminolojisini kullanmış. Bu yönüyle "Mümkün dünyalar, zorunlu varlık" vb. temel Metafizik terimlerine de bir giriş teşkil etmiş. Don Cupitt'in "realist olmayan din" anlayışına (Tanrı'nın var olmadığını düşünerek dini anlayışı koruyan bir ateist din anlayışı!) ve "Deflasyonist argümana" (tanrının varlığı sorusunun anlamsız olduğuna ulaşan argüman) yer vermesiyle hoş bir okuma. Ama temel düzeyde bir felsefe bilgisi gerektirdiğine inanıyorum.