Yüzyıllar önce dünyanın en gelişmiş toplumu olan Atlantis’e neler oldu?
Atlantis’in prensi ve gelecekteki kralı Conlan, Deniz Tanrısı Poseidon’un çalınan en önemli silahı Trident’i bulmakla görevlendirilir. Bu silah kötü amaçla kullanıldığı takdirde tüm kıtayı yok edebilecek kadar tehlikelidir. Conlan,
zorluklarla dolu bu mücadele sırasında kendini hiç
beklenmedik bir durumun içinde bulur: bir ölümlüye beslediği yasak duygular ve arzular...
Karar anı gelmiştir: Conlan ruh eşi olduğuna inandığı
ölümlünün mü yoksa büyük bir tehdit altında olan ve tüm umutlarını kendisine bağlayan Atlantis halkının mı yanında duracaktır? Yasak aşk bu baskının üstesinden
gelebilecek midir?
“Alyssa Day, Atlantis’in Yükselişi’nde tekrar tekrar ziyaret etmek isteyeceğiniz inanılmaz ve nefes kesici bir dünya yaratıyor. Bu kitap romantik, seksi ve kesinlikle çok sürükleyici. Bayıldım!”
Christine Feehan
“Kaçırmak ve ayrılmak istemeyeceğiniz yepyeni ve inanılmaz bir dünya. Alyssa Day, seksi Poseidon Savaşçıları’yla okuru heyecanlandırıyor ve nefeslerini kesiyor.”
Kerrelyn Sparks
“Vay canına! Alyssa Day muhteşem bir paranormal aşk romanı yazmış!”
Susan Kearney
“Alyssa Day’in karakterleri sizi alıp bir girdabın içine çekiyor. Uzun zamandır karakterlere veya bir hikâyeye kendimi böylesine kaptırmamıştım. Tadını çıkarın!”
Susan Squires
Yüzyıllar önce dünyanın en gelişmiş toplumu olan Atlantis’e neler oldu?
Atlantis’in prensi ve gelecekteki kralı Conlan, Deniz Tanrısı Poseidon’un çalınan en önemli silahı Trident’i bulmakla görevlendirilir. Bu silah kötü amaçla kullanıldığı takdirde tüm kıtayı yok edebilecek kadar tehlikelidir. Conlan,
zorluklarla dolu bu mücadele sırasında kendini hiç
beklenmedik bir durumun içinde bulur: bir ölümlüye beslediği yasak duygular ve arzular...
Karar anı gelmiştir: Conlan ruh eşi olduğuna inandığı
ölümlünün mü yoksa büyük bir tehdit altında olan ve tüm umutlarını kendisine bağlayan Atlantis halkının mı yanında duracaktır? Yasak aşk bu baskının üstesinden
gelebilecek midir?
“Alyssa Day, Atlantis’in Yükselişi’nde tekrar tekrar ziyaret etmek isteyeceğiniz inanılmaz ve nefes kesici bir dünya yaratıyor. Bu kitap romantik, seksi ve kesinlikle çok sürükleyici. Bayıldım!”
Christine Feehan
“Kaçırmak ve ayrılmak istemeyeceğiniz yepyeni ve inanılmaz bir dünya. Alyssa Day, seksi Poseidon Savaşçıları’yla okuru heyecanlandırıyor ve nefeslerini kesiyor.”
Kerrelyn Sparks
“Vay canına! Alyssa Day muhteşem bir paranormal aşk romanı yazmış!”
Susan Kearney
“Alyssa Day’in karakterleri sizi alıp bir girdabın içine çekiyor. Uzun zamandır karakterlere veya bir hikâyeye kendimi böylesine kaptırmamıştım. Tadını çıkarın!”
Susan Squires
Bana mahşerin dört atlısı ve karanlığın efendileri serisini anımsatan bu muhteşem serinin 1.kitabını bitirmiş bulunmaktayım efendim.
Zaten verdiğim puandan da pay biçerek ne kadar beğendiğimi tahmin edebilirsiniz... Son zamanlarda okuduğum en iyi fantastiklerdendi gözüm gönlüm açıldı valla :)
Karakterler muhteşemdi ama benim favorim Alaric ve hikayesini çok merak ediyorum... Hal böyle olunca araştırdım ve büyük bir hayalkırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim....Çünkü Alaric'in hikayesi final kitabında yani 8.kitapta ele alınmış.Tek umudum Martı yayınlarının kitaplarının arasını çok açmadan yayımlamasını ümit etmek...
Şimdiden keyifli okumalar :)
Karanlığın efendileri ve Mahşerin dört Atlısı serilerine benzediğini bende kabul ediyorum ama çok eğlenerek okudum. Devamı merakla bekleniyor. Umarım Martı devam kitaplarında arayı fazla açmadan yayınlar.
Poseıdon Savaşçıları / ATLANTİS'in YÜKSELİŞİ- Alyssa Day
İtiraf etmeliyim ki okumaya başlarken bu kadar eğleneceğim aklıma gelmemişti. Sonuçta Fantastik bir kitap,beni eğlendirecek ne olabilir ki diye düşünmüştüm.
Ama yanılmak ne kelime bodoslama düştüm diye bilirim :))) hani bir sayfasını da gülmeden geçemedim.
Böyle yazdığıma bakmayın, duygulanmak ve hırslanmakta garanti bu kitapta.
Belki konusu aman aman etkileyecek cinsten değil ama dialoglar ve karakterlerin samimiyeti arayı kapatıyor..
Atlantisin ve yedi kıta' nın Prensi Conlan Trident adlı silahı çalan kişiden almak için yeryüze gelir. Yedi yıldır Vampirler kraliçesine esir olduğu için öldüğü sanılan Conlan'ı görenlerin korkmaları için bir sebebi vardır.
Ona ait olan onundur....
Yedi savaşçısı ile birlikte geldiği yeryüzünde yüzünü göremediği Ruh eşi,Aknasha ile birbirlerine tutku ile bağlanırlar.
Riley,sosyal hizmetlerde çalışan kendi halinde bir insandır. Sahilde uğradığı saldırıdan sağ çıkmasını bu gizemli adama borçlu olsa da,aralarındaki mesafeye rağmen akıl yoluyla konuşabilmeleri Riley'i şaşırtmaktadır. Zira bunu sadece kendi kız kardeşiyle yapabildiğine inanıyordu...
Trident'in yerini saptamada yardımcı olunacağına inandığı Riley'i yanında götürmekten başka çaresi olmayan Conlan bu durumdan çok memnundur.
Riley'in Conlan ve diğer dev yedi savaşçıyı küçük görmesi beni kahkalara boğdu. Hayatınızda bu kadar pervasız bir bayan karakter daha tanımamışsınız dır eminim :)))
bu arada, Seri sekiz kitaptan oluşuyor, ikinci kitap Kral'ın intikamcı savaşçısı,yani Conlan'ın kardeşi Venn'in hikayesi...
ben okurken keyif aldım ve sabah başladım akşama bitirdim :)) gerisini siz düşünün artık ;)
Serpil....
Aslında en fazla 1 günde okunabilecek kitabı zamansızlıktan dolayı 3 günde bitirdim..Tabi az da olsa anlatım dilinden ve fantastik olmayan (!) kurguya adapte olmaya çalışmaktan da kaynaklıdır :o
Ben fantastik okumam ama bu kitabın o kadarda fantastik olmadığına dair bilgiler alınca (yani yine vampirler ,biçim değiştirenler,enerji/alev topları ve yüzlerce yaşta ki kahramanları ve olmayan kayıp kıtayı saymazsak ) neyse en azından kahramanlarımız kan içmiyor kanın getirdiği güç için entrikalar yapmıyorlardı
Güzeldi sevdim çok eğlendim :D)) Tabi ki en çok atışmalı diyaloglar ve mert kız/erkek karakterleri Olayların sadece 2 ana karakter üzerine değilde kalabalık olması (elbette yazılacak diğer kitapların alt metinleri oluşturuluyordu..) ayrıca beğendiğim bir unsurdu .
Devam kitapları ve karakterleri bende merakla beklemeye geçtim ;)
https://illekitap.blogspot.com/2020/06/alyssa-day-atlantisin-yukselisi.html
Uzun zamandır elimde bulunan ve bütün kitaplarını almış olduğum Poseidon Savaşçıları Serisi'nin bu ay bütün kitaplarını okumayı planlıyorum. Bu yüzden ilk kitapla başladım seriye.
Öncelikle seri hakkında bilgi vereyim, toplamda 8 kitaptan oluşan ve bütün kitaplarının yayınlandığı bir seri. Ayrıca mitolojik özelliklerin yanında, fantastik bir seri de... vampirler, şekil değiştirenler, tanrılar, tanrıçalar... ne ararsanız var cinsinden ve benim gibi mitleri severseniz ve özellikle Poseidon'un adının geçtiği hikayeleri seviyorsanız mutlaka deneyin derim.
Akıcı, merak uyandırıcı, hareketli, aksiyon dolu, savaşlı ve dövüşlü... bütün bunların yanında da aşk ve tutku dolu bir kitaptı. Sayfalar öyle akıcı akıyordu ki bir bakmışım 200 sayfa okumuşum sonra bir baktım kitap bitmiş... heyecanlıydı ve ne olacağını merak ediyordun... Ayrıca bazı sohbetlerde de saklı mizah gülümsetiyor, kıkırdatıyordu da...
Kitabın kısaca konusuna gelirsek; Atlantis'in Büyük Prensi ve gelecekteki Kralı olan Conlan, 7 yıldır tutsak olarak tutulduğu Tanrıça Anubisa'nın elinden serbest bırakılır... Herkesin öldüğü ya da karanlık veya kötülük tarafınden ele geçirildiğini düşündüğü Conlan'ın yaralı ama iyi bir şekilde dönmesi kafasını karıştırsa da asıl olay Conlan'ın dönmesiyle ve Poseidon'un en önemli silahı Trident'in çalınır... Conlan'ın ve Atlantis'in Yedileri'nin yani en önemli yedi savaşçısının birinci önceliği Trident'i bulmaları ve onun kötülerin eline geçmeden ele geçirmeleridir ama işler hesapladıkları gibi gitmez... çünkü Conlan yeryüzüne ayak bastığında hissettiği şeyler ve duygularının ve düşüncelerinin net bir şekilde bir kadın tarafından okunabiliniyor olması daha da olayları büyütür çünkü artık Conlan'ın Trident'i bulma görevinin yanında bu kadına karşı hissettiği duygular ve çekimde vardı. Conlan, bir yanda Atlantis'e karşı olan görevini yerine getirmeye çalışırken bir yandan da ruh eşi olan Riley'i korumak ve onunla beraber olmaya çabalamak zorundadır.
Riley ise sıradan bir insan ve sosyal hizmetler görevlisi iken hayatına ansızın giren bu Atlantisli'nin gerçekliği, hayatında sebep olduğu değişimler ve sahip olduğu zihinsel ve duygusal bağlantı yeteneğini bilip ona göre yönlendirmesi bütün hayatını değiştirirken bu adama karşı hissettiği duygular ise Riley'i tepetaklak ederken hayatının yönünü tamamen değiştirir. Bir de aynı yeteneğe sahip kız kardeşinin de aslında bambaşka bir kişi olduğunu keşfederken kendi geleceği için bir şeyler yapıp bir karar almak zorunda kalır.
Öncelikle Conlan'ın bütün o yaşadıklarından sonra Riley için hissettikleri ve onun için göze aldıkları çok güzeldi. Ona karşı hissettiği çekimi, arzuyu ve duyguları hemen kabullenip ona göre davranması müthişti. İnkar etme çabası, sonra kabullenme kısmı olmadan direk duygularını kabullenmesi ve Riley'in de bunları öğrenmesini sağlaması ve çekinmeden söylemesi çok güzeldi.
Riley'in ise içindeki o insanlıkla yaptıkları ve her şeye rağmen yardım etmek için gücünün dahi yetmeyeceği işlere kalkışması... cesareti alkışlanacak derecedeydi. Hele Poseidon'a bile kafa tutması harikaydı. İlk sohbetlerinin sonrasında kitabın sonundaki sohbet... Poseidon'a adamım seni boşuna sevmiyoruz dedim.
Yedilerin tavırları, savaşçı kişilikleri falan çok iyiydi. Okumaktan ve hayal etmekten cidden zevk aldım ama aralarında bazıları da özellikle merak etmeme neden olacak tavırları oldu. Bunların başında Brennan geliyor... onun hikayesini çok merak ediyorum... Bir de Alaric… Bu ikisi özellikle merak ettiklerimden çünkü biri duygusuzluğuyla nam salarken diğer rahip olması ve verdiği bekarlık yemini ile nam salıyor... ikisini de oldukça merak ediyorum.
Seri kitaplarda en sevdiğim şey, seri bittikten sonra peş peşe okuma zevkidir. Merak ettiklerimi peş peşe okuyarak öğrenme şansım olacak ve yıllarca ya da aylarca beklememe gerek kalmayacak :D İşte bu yüzden bu seri bitsin diye bekledim bitince de hemen başladım ve çok merak ettiğim Alaric ve Brennan'ı heyecanla sırayla okuyacağım.
Poseidon'un Riley ile yaptıkları anlaşma ve sonrasında olanlar çok iyiydi. Hele ki kitabın sonunda vampirlerle olan savaşta Poseidon'un yaptığı hamle çok iyiydi. Hele konuşmasındaki alaycılık gülümsetti :D Tanrıların cidden değişik bir mizah anlayışı var.
Kitabın zaman zaman olay döngüsünde beklemediğim şeyler olduğunu itiraf etmeliyim. Mesela en önemlisi Riley'in Poseidon'la yaptığı anlaşma kısmı ya da kız kardeşinin hamleleri...
Savaş sahneleri azıcık daha detaylı ve heyecanlı anlatılabilirdi diye düşündüm ama bir yandan da bunlar süper güçlü canlılar bunları nasıl detaylandırabilirdi ki adamlar elementlere havaya suya toprağa hükmediyorlar savaşın kısa sürmesi çok normaldi...
Genel anlamda kitabı sevdim ve su gibi akmasından da zevk aldım. Fantastik severlere tavsiye ederim bu seriyi ama özellikle paranormal, mitlerin yer aldığı, vampirleri şekil değiştirenleri okumaktan zevk alan okurlara da şiddetle tavsiye ederim.
Ben seriye hızla devam edeceğim şimdi sırada 2. kitabım ve Conlan'ın erkek kardeşi Ven'in hikayesi var ona başlayacağım :D
güzel bir kitaptı... aşina olduğumuz ama farklı bir şekilde anlatılan konusun da hareket hiç bitmedi... kalabalık karakter kadrosu ise hoşuma giden diğer özelliğiydi... ayrıca birbirine eziyet etmeden her şeyi anlayan ve de uygulayan aşık karakterlerimiz beni çok mutlu etti... ona buna alınsalar da çabuk barıştılar ;) Atlantisliler , şekildeğiştirenler ve dee vampirlerle ne arasanız vardı kitapta... kesinlikle takibe alacağım bir seri... tavsiye dee ederim ... okuyun!
Karakterler biraz dark serisine benzese de (güçlü karanlık rahip, acılar çekmiş gururlu görev bilinci yüklü prens, empatik ama gördüklerine ve hissettiklerine karşı ruhu aydınlık esas kız, mizah yönü savaşçı kardeş gibi...) güzel bir kitaptı. Karakterler çok olmasına rağmen karışık olmaması da ayrıca hoşuma gitti sürekli bu kimdi bu kimdi diye düşünmeden okuyabiliyorsunuz. Diğerlerinin özellikle bekarlık yemini etmiş Alaric ve kendini bitik olarak tarif eden Quinn'in ne olacağını acayip merak ettim.
Maalesef beğenmedim.
http://colorful-book.blogspot.com/2013/12/alyssa-day-atlantisin-yukselisi-yorum.html
İndirimden aldığım bir kitaptı açıkcası kapak resminden dolayı tereddüt etmiştim ama hayal kırıklığınada uğramadım beğendim kitabı.Bu tarzda okuduğum bazı kitaplardan yazar fazlasıyla esinlenmiş o kesin .:)Ama eğlendim kitabı okurken özellikle riley kendi içinden konuşmaları çok eğlendirciydi serinin diğer kitaplarını almayı düşünüyorum . Atlantis adına kanarak sadece konunun bu olduğunu sanmayı.atlantislerin yanı sıra vampirler Bİr de şekildeğiştiricilere var.
Uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan, yazarın sıkı takipçisi olacağımı eminim.
Çeviri olarak çok iyiydi, ki Selim Yeniçeri zaten bu konuda gerçekten çok iyi, serinin Martı yayınlarından çıkışına da sevindim çünkü çok fazla bekletmeyeceğinden eminim =))
Konu olarak içinde Poseidon'un olması zaten ilgi çekiciydi benim için ama olması gerektiği gibi yansıtılması gerçekten çok iyi olmuş. Atlantis ile ilgili konular her zaman merak ettiklerimden olmuş burda da yine Atlantis'lilerin olması, vampirlerin oması gerektiği gibi kötü olması, şekilde değiştirnlerin arada olması iyiydi. Riley'in akhasa olması yani empatik olması, Altantis'in Prensi Conlan'ın onu 'hisseder hissetmez' bağlanması ilginçti. Kitabın ilerleyen bölümlerinde detaylara girilmişti. Ama insanı hiç sıkmayan bir temposu vardı kitabın..
Alaric karakteri çok iyiydi. Poseidon'un rahibi ve Trident'in bekçesi.. Hikayesini merakla bekliyorum Quinn onu baya uğraştıracak =))
Kısacası çok iyi bir kitaptı, alın okuyun denilecek kitaplardan, okuyucuyu rahatsız edecek bir şey yoktu kitapta ve sonuna gelince resmen sayfayı merakla çevirdim devamı var mı diye :D
Karton Cilt, 426 sayfa
Şubat2013 tarihinde, Martı Yayınları tarafından yayınlandı