Yahya Kemal için İstanbul, tabii güzelliğinin yanında, Türk milletinin fizyolojik olarak kazandığı mükemmeliyeti, kültür ve medeniyette vardığı seviyeyi gösteren bir şehirdir. Bu sebepten olmalı ki o, İstanbulu çok sever; onun içinde yaşamaktan, onu keşfetmekten büyük zevk duyar.Milli Eğitim Bakanlığının 100 Temel Eser listesinde yer alan Aziz İstanbul, YKY farkıyla öğrencilere okumada ve anlamada kolaylık sağlamak amacıyla sayfa sonlarında küçük bir sözlükçenin eklenmesiyle yayına hazırlandı. TADIMLIKTürklük, beş yüz seneden beri İstanbulu ve Boğaziçini bütün beşeriyetin hayaline böyle nakşetti. Mimarîsini bu şehrin her tepesine, her sahiline, her köşesine kurarken güya: Artık bu diyar dünya durdukça Türk kalacaktır. dediği hissedilir.Fetihten sonra İstanbula yerleşmiş olan halkın iklimle bu imtizacını kaydettikten sonra, yeni baştan kurmuş olduğu bu şehirde yaratmış olduğu güzelliklerin en yüksek bir kıratta olduğunu söylemek lâzımdır. XIX. asırda, romantizm cereyanından sonra, insanların gözleri tabiatı görmek için açıldığı vakit, İstanbul, bütün şehirler arasında birinci derecede göründü ve Avrupanın en yüksek şâirlerinin gözlerini kamaştırdı ve en güzide ruhlu seyyahlarının muhayyilesine yerleşti. Farz-ı muhâl olarak Türklüğün, yeryüzünde güzellik namına başka bir eseri olmasaydı, yalnız bu şehir onun nasıl yaratıcı bir kudrette olduğunu isbat etmeye kifayet ederdi.
Yahya Kemal için İstanbul, tabii güzelliğinin yanında, Türk milletinin fizyolojik olarak kazandığı mükemmeliyeti, kültür ve medeniyette vardığı seviyeyi gösteren bir şehirdir. Bu sebepten olmalı ki o, İstanbulu çok sever; onun içinde yaşamaktan, onu keşfetmekten büyük zevk duyar.Milli Eğitim Bakanlığının 100 Temel Eser listesinde yer alan Aziz İstanbul, YKY farkıyla öğrencilere okumada ve anlamada kolaylık sağlamak amacıyla sayfa sonlarında küçük bir sözlükçenin eklenmesiyle yayına hazırlandı. TADIMLIKTürklük, beş yüz seneden beri İstanbulu ve Boğaziçini bütün beşeriyetin hayaline böyle nakşetti. Mimarîsini bu şehrin her tepesine, her sahiline, her köşesine kurarken güya: Artık bu diyar dünya durdukça Türk kalacaktır. dediği hissedilir.Fetihten sonra İstanbula yerleşmiş olan halkın iklimle bu imtizacını kaydettikten sonra, yeni baştan kurmuş olduğu bu şehirde yaratmış olduğu güzelliklerin en yüksek bir kıratta olduğunu söylemek lâzımdır. XIX. asırda, romantizm cereyanından sonra, insanların gözleri tabiatı görmek için açıldığı vakit, İstanbul, bütün şehirler arasında birinci derecede göründü ve Avrupanın en yüksek şâirlerinin gözlerini kamaştırdı ve en güzide ruhlu seyyahlarının muhayyilesine yerleşti. Farz-ı muhâl olarak Türklüğün, yeryüzünde güzellik namına başka bir eseri olmasaydı, yalnız bu şehir onun nasıl yaratıcı bir kudrette olduğunu isbat etmeye kifayet ederdi.
İstanbul üzerine mutlaka okunması gereken bir kitap..
dil biraz agır ama tane tane okuyunca güzelleşmeye başlıyor tavsiye ediyorum
İstanbul'un değişimlerini ve Türklerin nazarında yerini dönem dönem anlatan çok güzel bir eser.İstanbul hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler mutlaka okusun
İslamcı bir şairin gözünden İstanbul.Okunması gereken kitaplardan.
161 sayfa