Kavimlerin ömründe bir an sayılacak zamanda, rejiminden lisanına, kıyafetinden inançlarına kadar değişen bir ülkede tarih yazmak kolay değildir. Çünkü, telaşlı ve genellikle yönlenmiş kalemler, tarih mozayiğinin çoğu parçasını yanlış yerlere koyarlar. Tahrif edilmiş tarih ise, sadece masal'dır.
1960'daki ilk baskısı hızla tükenen bu hatırat tarih yazacakların istifadesine birinci ağızdan sunulmuş belgelerdir. Rivayet veya dedikodu değildir. Cumhuriyet Türkiyesi'nde başvekillik yapmış bir başka birinci ağız olan Fethi Okyar, 1978'de neşredilen hatıratıyla Ayşe Osmanoğlu'nu tasdikle kalmamış, elinizdeki kitabın tekrar tekrar basılmasını zaruri kılmıştır.
Kavimlerin ömründe bir an sayılacak zamanda, rejiminden lisanına, kıyafetinden inançlarına kadar değişen bir ülkede tarih yazmak kolay değildir. Çünkü, telaşlı ve genellikle yönlenmiş kalemler, tarih mozayiğinin çoğu parçasını yanlış yerlere koyarlar. Tahrif edilmiş tarih ise, sadece masal'dır.
1960'daki ilk baskısı hızla tükenen bu hatırat tarih yazacakların istifadesine birinci ağızdan sunulmuş belgelerdir. Rivayet veya dedikodu değildir. Cumhuriyet Türkiyesi'nde başvekillik yapmış bir başka birinci ağız olan Fethi Okyar, 1978'de neşredilen hatıratıyla Ayşe Osmanoğlu'nu tasdikle kalmamış, elinizdeki kitabın tekrar tekrar basılmasını zaruri kılmıştır.
Kitap daha ilk başlarda saray adabı, gelenekleri ve yaşantısını anlatıyor. Bu bölümler beni çok çekmedi açıkçası. Sonralarda ise Ayşe hanım, Abdülhamid Han ile alakalı daha geniş dokunuşlara yer verdi. Abdülhamid ile alakalı geniş bir bilgi edinemeyeceksiniz belki ama ufak tefek detaylar bakımından dikkate alınması gereken bir hatırat.
50 sayfa