Dünya işçi edebiyatının klasiklerinden biri olan, baskı adedi milyonları bulan, sayısız sendikanın eğitim kitabı niteliği kazanmış bir başyapıttır Baldırı Çıplak Hayırseverler ve anlattığı dünyanın bütün emekçilerinin gerçek hikâyesidir. Onlar “varolan sistem”de yaşıyorlar. İş umuduyla sabahın köründe uyanıp yollara düşüyorlar. Eğer şans yüzlerine gülerse, o günü, o haftayı, çok çok o ayı kurtarabiliyorlar. Ama ne kadar çok çalışırlarsa çalışsınlar, yedikleri yine bir dilim kuru ekmek, giydikleri ise partal bir ayakkabı. Kimi marangoz, kimi boyacı... kısacası hepsi birer emekçi, hepsi birer işçi. Varolan sistem ise acımasız çünkü o günün zenginliklerini yaratan işçiler sefalet içinde yüzüyor. Tek gayesi var bu sistemin: en çok kâr, en az maliyet. Anlayacağınız, emeği sömürerek kendini var ediyor. Adı ise malum: kapitalizm.
Baldırı Çıplak Hayırseverler, yüz yıl öncesinde, küçük bir İngiliz kasabasında, kapitalizmin “korkunç” düzeni içinde yaşamaya çalışan işçileri anlatıyor. Onların yeni bir düzen kurma konusunda ne kadar aciz, bilinçsiz ve baştan yenik olduklarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Baştan yenikler çünkü sistemin kalıpları yetmezmiş gibi, dinin itaat vaaz eden öğretileri de onları cendereye almış. Bu kölelik zincirlerini kıramadıkları gibi, çabaladıkça yoksulluk batağına daha çok batıyorlar.
Dünya işçi edebiyatının klasiklerinden biri olan, baskı adedi milyonları bulan, sayısız sendikanın eğitim kitabı niteliği kazanmış bir başyapıttır Baldırı Çıplak Hayırseverler ve anlattığı dünyanın bütün emekçilerinin gerçek hikâyesidir. Onlar “varolan sistem”de yaşıyorlar. İş umuduyla sabahın köründe uyanıp yollara düşüyorlar. Eğer şans yüzlerine gülerse, o günü, o haftayı, çok çok o ayı kurtarabiliyorlar. Ama ne kadar çok çalışırlarsa çalışsınlar, yedikleri yine bir dilim kuru ekmek, giydikleri ise partal bir ayakkabı. Kimi marangoz, kimi boyacı... kısacası hepsi birer emekçi, hepsi birer işçi. Varolan sistem ise acımasız çünkü o günün zenginliklerini yaratan işçiler sefalet içinde yüzüyor. Tek gayesi var bu sistemin: en çok kâr, en az maliyet. Anlayacağınız, emeği sömürerek kendini var ediyor. Adı ise malum: kapitalizm.
Baldırı Çıplak Hayırseverler, yüz yıl öncesinde, küçük bir İngiliz kasabasında, kapitalizmin “korkunç” düzeni içinde yaşamaya çalışan işçileri anlatıyor. Onların yeni bir düzen kurma konusunda ne kadar aciz, bilinçsiz ve baştan yenik olduklarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Baştan yenikler çünkü sistemin kalıpları yetmezmiş gibi, dinin itaat vaaz eden öğretileri de onları cendereye almış. Bu kölelik zincirlerini kıramadıkları gibi, çabaladıkça yoksulluk batağına daha çok batıyorlar.
Ciltsiz, 819 sayfa
2006 tarihinde, Literatür Yayıncılık tarafından yayınlandı