Birkaç gün sonra ABD askerleri bir birliği basar ve askerlerimizin başına çuval geçirerek başka bir yere götürürler. Birliğin başındaki binbaşı son derece gergindir. Kendisine verilen kesin emirle, karşılaştığı muamelenin kötülüğü arasında bocalar ama emre uyar. Sorgulanacakları yere götürülürken bir çavuş binbaşıya:-Komutanım neden bize böyle bir emir verdiniz? Kadın kılığına gir deseydiniz daha az yıkılırdım!..-Bu ne biçim konuşma Mehmet, bizim töremizde komutanına böyle hitap etmek var mı?-Komutanın siz bize askerin ağzı değil silahı konuşur derdiniz. Silahımı susturdunuz onun için konuşuyorum. Orada çatışsaydık öleceğimiz kesindi ama ben ölümü tercih ederdim. -Vatanın askerinden isteyeceği şeylerin sınırı yoktur. Şu anda can vermekten daha fazlasını verdiğini ben de biliyorum. Sen benim nasıl kahrolduğumu biliyor musun? Bu zillete sadece ülkem için katlanıyorum.-İnşallah bu işten sağ çıkmam. Eğer sağ çıkarsam görevimden ayrılmak istiyorum. Ülkeme her şeyimi veririm ama siz benden haysiyetimi vermemi istediniz. İnsan kalabilmek için bu görevi yapıyoruz. İnsanlığımı elimden alırsanız yaptığımız işin ne anlamı kalır? Beni bu görevden alın çünkü bir daha böyle bir emrinizi dinlemem ve dövüşürüm. İnsan olmayandan asker olur mu? Götürüldükleri yerde elleri çözülünce Mehmet Çavuş kendisini getiren Amerikan askerine bir yumruk atar. Araya hemen Amerikalı albay girer ve Amerikan askerinin karşılık vermesini engeller. Asker:-Albayım bu esir bana yumruk attı siz beni engellediniz!-O esir değil bir misafir, bir yumrukla ucuz atlattık sayılır. Binbaşı komutanlarından gelen emirlere, Amerikan albayının tavrına bir anlam veremez ama bir şeyler olduğunu sezinlemektedir. Mehmet Çavuşa döner,-Hırsını aldın mı Mehmet? Ama gene de yaptıklarından hoşnut değilim. Dönünce seni özel kuvvetlerden aldıracağım. Sen emir dinlemenin ölmekten daha önemli olduğunu anlamamışsın!
Birkaç gün sonra ABD askerleri bir birliği basar ve askerlerimizin başına çuval geçirerek başka bir yere götürürler. Birliğin başındaki binbaşı son derece gergindir. Kendisine verilen kesin emirle, karşılaştığı muamelenin kötülüğü arasında bocalar ama emre uyar. Sorgulanacakları yere götürülürken bir çavuş binbaşıya:-Komutanım neden bize böyle bir emir verdiniz? Kadın kılığına gir deseydiniz daha az yıkılırdım!..-Bu ne biçim konuşma Mehmet, bizim töremizde komutanına böyle hitap etmek var mı?-Komutanın siz bize askerin ağzı değil silahı konuşur derdiniz. Silahımı susturdunuz onun için konuşuyorum. Orada çatışsaydık öleceğimiz kesindi ama ben ölümü tercih ederdim. -Vatanın askerinden isteyeceği şeylerin sınırı yoktur. Şu anda can vermekten daha fazlasını verdiğini ben de biliyorum. Sen benim nasıl kahrolduğumu biliyor musun? Bu zillete sadece ülkem için katlanıyorum.-İnşallah bu işten sağ çıkmam. Eğer sağ çıkarsam görevimden ayrılmak istiyorum. Ülkeme her şeyimi veririm ama siz benden haysiyetimi vermemi istediniz. İnsan kalabilmek için bu görevi yapıyoruz. İnsanlığımı elimden alırsanız yaptığımız işin ne anlamı kalır? Beni bu görevden alın çünkü bir daha böyle bir emrinizi dinlemem ve dövüşürüm. İnsan olmayandan asker olur mu? Götürüldükleri yerde elleri çözülünce Mehmet Çavuş kendisini getiren Amerikan askerine bir yumruk atar. Araya hemen Amerikalı albay girer ve Amerikan askerinin karşılık vermesini engeller. Asker:-Albayım bu esir bana yumruk attı siz beni engellediniz!... tümünü göster