Kim olursan ol, neye inanırsan inan,
Çok yakında her şey değişecek...
Genç adam, aniden üç büyük dinin temsilcilerine döndü. “Şaşırtıcı bulacağınızı tahmin ettiğim bilimsel bir buluşum sebebiyle bugün buradayım. İnsanlık deneyimimizin en temel iki sorusuna cevap bulma ümidi ile yıllardır peşinden koşuyordum. Bu bilginin tüm inananları derinden etkileyeceğine inanıyorum. Nasıl desem, ‘yıkıcı’ diye tanımlanabilecek bir değişikliğe sebep olabilir. Birazdan
görecekleriniz, dünyayla paylaşmayı umduğum sunumun kaba bir kesiti. Fakat bunu yapmadan önce dünyanın en etkili din adamlarına danışmak, en çok etkilenecek kişilerce nasıl algılanacağını öğrenmek istedim.”
Piskopos, haham ve ulema birbirlerine baktılar, sıkılmış görünüyorlardı. Piskopos, “İlginç bir girizgâh Bay Kirsch. Bize gösterecekleriniz dünya dinlerinin temelini sarsacakmış gibi konuşuyorsunuz," dedi. Genç adam kutsal metinlerin saklandığı bu eski mahzende etrafına baktı. Temellerini sarsmayacak, yıkacak, diye düşündü. Din adamları üç gün içinde bu sunumu bir etkinlikle insanlara duyuracağını bilmiyorlardı. Bunu yaptığında tüm insanlar, dini öğretilerin gerçekten de ortak bir noktası bulunduğunu anlayacaklardı: Hepsinin tümden yanlış olduğunu...
Nereden geldik? Nereye gidiyoruz?
İnsanoğlunun var olduğu günden beri cevabını bulmaya çalıştığı bu temel soruya cevap bulma iddiasındaki bir fütüristin tam da keşfini açıklayacağı gece her şey trajik bir biçimde karanlığa gömülür. Eski öğrencisinin sunumuna davetli olan Simgebilim Profesörü Robert Langdon söz konusu keşfi öğrencisinin anısına dünyaya duyurmaya karar verir. Ancak, kendisini bekleyen şifrelerden, acı sürprizlerden ve ölümcül fanatiklerden habersizdir...
Kim olursan ol, neye inanırsan inan,
Çok yakında her şey değişecek...
Genç adam, aniden üç büyük dinin temsilcilerine döndü. “Şaşırtıcı bulacağınızı tahmin ettiğim bilimsel bir buluşum sebebiyle bugün buradayım. İnsanlık deneyimimizin en temel iki sorusuna cevap bulma ümidi ile yıllardır peşinden koşuyordum. Bu bilginin tüm inananları derinden etkileyeceğine inanıyorum. Nasıl desem, ‘yıkıcı’ diye tanımlanabilecek bir değişikliğe sebep olabilir. Birazdan
görecekleriniz, dünyayla paylaşmayı umduğum sunumun kaba bir kesiti. Fakat bunu yapmadan önce dünyanın en etkili din adamlarına danışmak, en çok etkilenecek kişilerce nasıl algılanacağını öğrenmek istedim.”
Piskopos, haham ve ulema birbirlerine baktılar, sıkılmış görünüyorlardı. Piskopos, “İlginç bir girizgâh Bay Kirsch. Bize gösterecekleriniz dünya dinlerinin temelini sarsacakmış gibi konuşuyorsunuz," dedi. Genç adam kutsal metinlerin saklandığı bu eski mahzende etrafına baktı. Temellerini sarsmayacak, yıkacak, diye düşündü. Din adamları üç gün içinde bu sunumu bir etkinlikle insanlara duyuracağını bilmiyorlardı. Bunu yaptığında tüm insanlar, dini öğretilerin gerçekten de ortak bir noktası bulunduğunu anlayacaklardı: Hepsinin tümden yanlış olduğunu...
Nereden geldik? Nereye gidiyoruz?
İnsanoğlunun var olduğu günden beri cevabını bulmaya çalıştığı bu temel soruya cevap bulma iddiasındaki bir fütüristin tam da keşfini açıklayacağı gece her şey trajik bir biçimde karanlığa gömülür. Eski öğrencisinin sunumu... tümünü göster
Benim için kesinlikle en iyi kitaplarından biri değildi.
Oysa geri sayım yapıyordum ve çıktığı ilk gün gidip aldım..
Her kitabında olduğu gibi koşuşturmaca var mı, evet var.
Gelişen olaylar zincirinin öyle bir sona bağlanması beni şaşırttı mı, hayır.
Kesinlikle bir melekler ve şeytanlar, Da Vinci'nin Şifresi değildi..
Evet, kitap iyi bir kurgudan oluşuyordu. Ancak beni içine çekemedi bu sefer. :(
Eski kitaplarını okurken yanındaki kadın karakter benmişim gibi koşuştururdum sayfalarda şifreleri, olayları çözmek için.
Şimdiyse üçüncü göz olarak kaldım.
Yine bir Dan Brown klasiği..Koşturmaca, kovalama, ip uçları ,semboller, tarihi yapılar...kitabı polisiye kitap okuyayım biraz heyecan yaşayıp sürükleneyim diye okumamalı..çünkü kitap sürükleyici yada çokta heyecan verici değil.. ama güzel kurgulanmış bir kitap..yazarın bilgisine,anlatımına hayran olmak,ispanyanın tarihi ve tarihi yapıları hakkında spot bilgiler edinmek,teknoloji hakkında ufku genişletmek adına okunabilir..bir ''winston''um olsun isterdim..jetgillerdeki kızın günlüğünün ultra modern hali olurdu benim için..Robert Longdon'u biraz dinlendirip sanırım ''Da Vinci'nin Şifresi''ni çözmesi için onu tekrar yoracağım..
-Dan Brown-Başlangıç-
Kitabu bugün bitirdikten sonra objektif bir değerlendirme yapabilmek adına bir kaç saat üzerine düşünüp sindirmeyi bekledim.
Yazarın tüm kitaplarını okuduğum için kıyaslama yapacak olursam bu kitabı İhanet Noktası ve Kayıp Sembol kitaplarından yukarıya ama Melekler ve Şeytanlar, Da Vinci Şifresi, Cehennem kitaplarından aşağıda bir yere koyabilirim.şahane bir başlangıç ile kitap okurunu içine bir çırpıda çekiyor ama konu ilerledikçe sürekli bir şeyler havada kalıyor.Anlatım çok güzel ama kurguda çok bariz hatalar var ve bu hatalra kurgunun önüne geçiyor malesef.Kitabın konusuna gelecek olursam biraz spoiler vereceğim için yorumun bundan sonrasını kitabı okumayanlar okumazsa iyi olur.
Önceki kitaplarından tadığımız ana karakter Robert Langdon bu kitapta da var.Bildiğiniz Langdon işte.Buluttan nem kapan bir adam.Her sembolün, her notanın, her caddenin, her şiirin altından mutlaka bir şeyler buluyor.Bu arada Langdon yine ne yapıp edip başını belaya sokmayı başarıyor.
Edmond Kirsch:Milyarder tenoloji dehası.Militan ateist.Tüm dinleri bitireceğini idda ettiği bir buluşu var ve bunu öncelikle tuhaf bir biçimde üç dinin üç silik alimine gösteriyor.Tabi din adamları başlıyor tutuşmaya.Velhasıl Kirsch bu buluşunu tüm dünyaya anlatacağı sırada canlı yayında öldürülüyor.
Ambra Vidal: Milyarder dahinin kankası müze müdürü.İspanya prensinin nişanlısı olması dışında bir numarası yok.
İspanya Prensi: Kırk yaşında ispanya tahtının tek varisi ama ergen gibi hareketleri var.Çocuğu olmasını istediği halde 39 yaşındaki Vidal'e yürüyor. Kadına canlı yayında evlenme teklif ediyor falan.Kadın da atarlı bu arada.Prens lan karşındaki.Havan kime senin.
İspanya Kralı: Gay
Winston: Bir tür süper bilgisayara bağlı yapay zeka.Edmond'ın yazdığı bir program.Langon ile telefonla haberleşip kanka oluyorlar.
Edmond'ın buluşu insanlığın nerden geldiği ve nereye gittiği sorularına cevap veren bir buluş (sonunda öyle olmadığını görüyoruz ya neyse)
Edmond canlı yayında öldürülünce Langdon ve Vidal şüpheli duruma düşüyor ve hem polisten hem kraliyet askerlerinden kaçarak Edmond'ın yarım kalan sunumunu dünyaya yayınlamak istiyorlar.Devrim niteliğinde dediklerine bakmayın.Buluş falan yok ortada.Tahminler üzerinden fikir yürütülmüş.İnsanlar ilerde makine-insan formuna dönüşüyor.Dünyayı makineler ele geçiriyor falan.
Kitap boyunca dine ağzına geleni söyleyip finalde sağduyunun sesi Langdon'un Din asla yok olmayacak.Din iyidir falan gibi söylemleriyle kitabı ne şiş yansın ne kabap şeklinde bitirmiş.
Ne diyelim.Yine kitap yazsa yine okurum ama eleştirimi de yaparım.
Dan Brown kitaplarında en sevdiğim şey, yazarın 4-5 senelik araştırmaları ve bilgi birikimini yazılar arasına gayet doğallıkla sıkıştırması ve okudukça bizleri de değişik yerler, eserler, sanatçılar hakkında bilgilendirmesi. Kitabın başlangıcı çok ilgi çekiciydi. Ama sırrın açıklanması için gereken şifre bile ilk 400 sayfada bulunamayınca biraz sıkıntı verdi. Yine de güzel klasik bir Dan Brown kitabıydı.
Din, sembol, bilim ve teknolojinin harmanlandığı, finali ve anlatımıyla yine müthiş bir eser olmuş. Romandaki mekan ve tarihi yerlerin gerçek oluşu insanı daha da etkiliyor. Araştırmaya sevk ediyor.
Kitap da nereden geldik, nereye gidiyoruz sorusuna yazar kendince bir cevap üretiyor. Gerçeklerle desteklenemeyecek olsa da makul açıklamalarda bulunmuş. Okumaya değer tavsiye ederim.
anat Tarihçisi olarak detaylara bayıldım, bir çok yeni şey öğrendim.🕵️♀️ Hem roman okumak kurgusal bir dünyaya adım atmak hemde bilimsel detaylar öğrenmek güzeldi. Bu tarz başka kitaplar varsa önerilere açığım kitapseverler👍🤗 "Nereden geldik, nereye gidiyoruz" bu iki sorunun etrafında dönen kurguda koşuşturmaca, heyecan ve yeni bilgileri öğrenmek güzeldi. Muhbiri kesin olarak tahmin ederek kendimi sasirttim. 🤣 Katili ise az buçuk tahmin edebildim 😋 Fazla polisiye izlemekten oluyor sanirim hep 😁 Ilk 100 sayfa hadi artık açıkla nedir bu kadar eveleyip geveliyosun diye biraz sabırsızlandım 🤭 Winston son konusmalariyla beni dehsete düşürdü.🤖
Yapay zeka ve ileri teknoloji hakkında çok fazla film izlemiş, kitap okumuş olmak sanirim bazı olası tehlikeleri önceden sezinlemenize neden oluyor.👻 Ambra ile Profesor için farklı bir son düşünmüştüm ama bilemiyorum kitap biraz iliskilere daha rahat yaklaşıyor, alternatif bir son olmuş olabilir 🙈🙉🙊 500 sayfa okundu bitti , bu kitapta olduğu gibi hem bilgi içeren hemde akıcı bir kurgusu olan kitap öneriniz varsa lütfen yazın 🙏📚🎈 Keyifli okumalar..
Son 90 sayfa hayatımda okuduğum en sıkıcı bölümdü.
Din mi bilim mi, hem din hem bilim mi…
Geleceğin yanıtını en iyi hangisi verir, yan yana mı yürür, yan yana yürümeli midir,
birbirinden bağımsız mı ilerler, birbirini besleyen yanları var mıdır?
Gerçekten zor sorular;
Başları hoşuma gitti. Modern sanat , kemik iletimli kulaklıklar, Guggenheim Müzesi, Uber hakkında falan hem bilgilendiriciydi hem de hikaye kurgusu güzeldi.
Ortalara doğru biraz sıkıcı olmakla birlikte sonu beklediğim gibi değildi çok da şey değil yani. Ama şehir tanıtmı yine güzel.
SPOİLER :
yapay zekalara güvenmemelisiniz :)))
Ayrıca psikoposun gay çıkması da ayrı bi olay shdhdhdh
Ciltsiz, 536 sayfa
2017 tarihinde, Altın Kitaplar tarafından yayınlandı