Günden güne Batılılaşan bir dünyada yaşadığımız su götürmez bir gerçek. Dünya hakim güçler ve siyasetler tarafından Batılılaştırılıyor, değiştiriliyor, yeniden inşa ediliyor. Bu siyasete muhatap olan coğrafyalar ve toplumlar günden güne daha fazla sorunla karşı karşıya geliyorlar. Dünyanın hangi yarım küresinde ya da hangi bölgesinde olursa olsun toplumlar aynileşiyor, dahası köksüzleşiyor. Bu bir tür kültür alış verişi, bir zenginleşme değil. Bu, hakim kültürün ve siyasetin yerel kültürleri ve değerleri ortadan kaldırıp yerine, kendi mantığını ve düzenini ikame etmesi, adını Üçüncü Dünya koyduğu coğrafyaları kıyasıya sömürmesidir.Batı, her ne kadar bu siyasetin felsefesini, kurumlarını inşa etmiş ve sorunsuz biçimde bu siyaseti yürütüyor gibi gözükse de gerek kendi içinden gerekse az gelişmiş olarak adlandırdığı toplumların içinden Batının bu siyasetini eleştiren ve mensubu olduğu kültürel ya da dinsel coğrafyanın insanlarını bu siyasetin tehlikeleri hakkında uyaran pek çok düşünür çıkmıştır. İşte meseleye İran tarihi ve toplumu açısından baktığımızda Celal Ali Ahmed adı gerek İran gerekse bu siyasete muhatap olan bütün diğer toplumlar için büyük önem arzetmektedir.Döneminin önemli edebiyatçılarından biri olan Celal Ali Ahmedin önemi, özellikle İranlı aydınların dikkatini Batılılaşma ve bunun tehlikeleri üzerine çekmesi noktasında ortaya çıkar. Bu çerçevede onun toplumsal sorunların kritiğini yaptığı pek çok hikaye ve romanının yanı sıra en önemli eseri artık ismi ile yan yana anılan ve şu anda elinizde bulunan Batılılaşma Hastalığı adlı çalışmasıdır.
Günden güne Batılılaşan bir dünyada yaşadığımız su götürmez bir gerçek. Dünya hakim güçler ve siyasetler tarafından Batılılaştırılıyor, değiştiriliyor, yeniden inşa ediliyor. Bu siyasete muhatap olan coğrafyalar ve toplumlar günden güne daha fazla sorunla karşı karşıya geliyorlar. Dünyanın hangi yarım küresinde ya da hangi bölgesinde olursa olsun toplumlar aynileşiyor, dahası köksüzleşiyor. Bu bir tür kültür alış verişi, bir zenginleşme değil. Bu, hakim kültürün ve siyasetin yerel kültürleri ve değerleri ortadan kaldırıp yerine, kendi mantığını ve düzenini ikame etmesi, adını Üçüncü Dünya koyduğu coğrafyaları kıyasıya sömürmesidir.Batı, her ne kadar bu siyasetin felsefesini, kurumlarını inşa etmiş ve sorunsuz biçimde bu siyaseti yürütüyor gibi gözükse de gerek kendi içinden gerekse az gelişmiş olarak adlandırdığı toplumların içinden Batının bu siyasetini eleştiren ve mensubu olduğu kültürel ya da dinsel coğrafyanın insanlarını bu siyasetin tehlikeleri hakkında uyaran pek çok düşünür çıkmıştır. İşte meseleye İran tarihi ve toplumu açısından baktığımızda Celal Ali Ahmed adı gerek İran gerekse bu siyasete muhatap olan bütün diğer toplumlar için büyük önem arzetmektedir.Döneminin önemli edebiyatçılarından biri olan Celal Ali Ahmedin önemi, özellikle İranlı aydınların dikkatini Batılılaşma ve bunun tehlikeleri üzerine çekmesi noktasında ortaya çıkar. Bu çerçevede onun toplumsal sorunların kritiğini yaptığı pek çok hikaye ve romanının yanı sıra en önemli eseri artık ismi ile yan ya... tümünü göster