Sıcak bir yaz günü, peribacaları diyarına Yunanistan’ın Larisa şehrinden Dimitrios Katsikas adında biri gelir. Bu genç adam, yıllar önce bu topraklardan göçe zorlanan büyükbaba ve büyükannelerinin izini sürmek, bir daha buraya dönemeyen akrabalarının yerine bu güzel yerleri gezmek istemiştir. Tesadüfler karşısına yörenin sevilen şahsiyetlerinden “Baba” lakaplı Aziz Güzelgöz’ü çıkarır. Aynı yaşlardaki bu iki genç kısa sürede kaynaşır. Dimitrios, Aziz’in evine konuk olunca, bu büyüleyici diyarda inanılmaz bir adamla tanışır. Aziz’in babası Mustafa Güzelgöz’dür bu kişi; namı diğer Eşekli Kütüphaneci.
Ürgüp’teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için takılmıştır bu ad ona. Herkes, özellikle de kadınlar, kitap okusun diye yıllarca çırpınmıştır Mustafa Güzelgöz.
Dimitrios ile Eşekli Kütüphaneci arasındaki sevgi köprüsü yöreyi birlikte gezerlerken iyiden iyiye pekişip güçlenir. Bu arada kan kardeşi olan Aziz ile Dimitrios’un aklına, Ürgüp ile Larisa’yı “kardeş şehir” yapma fikri düşmüştür. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır...
Fakir Baykurt’un, klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak, gücü yetene, hatta bitene dek, hasta yatağında yazdığı bu son romanında, sevgi, kardeşlik, azim, cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor.
Sıcak bir yaz günü, peribacaları diyarına Yunanistan’ın Larisa şehrinden Dimitrios Katsikas adında biri gelir. Bu genç adam, yıllar önce bu topraklardan göçe zorlanan büyükbaba ve büyükannelerinin izini sürmek, bir daha buraya dönemeyen akrabalarının... tümünü göster
2025 yılında kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2025 yılında kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
Eski dost Nevzat’ın çözemediği en büyük vaka olarak kendi ailesinin katilini/katillerini bulması serinin okurları açısından önemli olmakla birlikte aslında kitabı zayıflatan en büyük unsur olmuş. Fazlasıyla tahmin edilebilir olmasından öte çok kritik bir zaman karmaşası var. Nevzat’ın ailesi nasıl 7 yıl önce katledilmiş olabilir? Kitapların yazım tarihlerini bir yana koysak bile kitaplarda işlenen konuların, olayların güncelliğinden hareketle en az 20 yıl eder. Tabi o zaman da sözkonusu örgüt ve ilgili operasyonla bağdaşmaz. Aslında Ahmet Ümit tarzı olduğu üzere Türkiye’nin güncel sorunlarına her zaman olduğu gibi yer vermiş ama ülkede o kadar çok sorun var ki hepsinden biraz derken doz aşımı olmuş. Üstüne bunu Nevzat’ın şahsi vakasıyla bağlayınca da büyük karışıklık çıkmış. Yine akıcı ve belli bir noktaya kadar merak unsurunu koruyor fakat diğer eserlerindeki derinlik yok.
Eski dost Nevzat’ın çözemediği en büyük vaka olarak kendi ailesinin katilini/katillerini bulması serinin okurları açısından önemli olmakla birlikte aslında kitabı zayıflatan en büyük unsur olmuş. Fazlasıyla tahmin edilebilir olmasından öte çok kritik... tümünü göster
Ev, Kadınlar, Seks.
Yirmi yıllık evlilikten sonra Resi –Marie Thérèse olan daha şık çift adını kullanmakta ısrarcıdır artık– oğlunu da yanına alarak kocası Franz’ı terk eder. Öncesinde işten çıkarılan koca, aile için kendi elleriyle bir ev inşa etmiştir. Boş odalarının tekinsiz sessizliğine gömüldüğü büyük evde Franz şimdi sızlanarak içer. Mutfaktaki önlüğünü bir kenara fırlatan kadın adımını evden dışarı atmıştır, kocaysa kırgınlığını, küskünlüğünü, öfkesini büyüterek Marie Thérèse’e kinlenir: mizojiniyle sanatsal sanrılar arasında gidip gelen, kaba sözlere evrilen eril bir monolog, çelişkilerle ve intikam planıyla dolu, sonun başlangıcı olacak paramparça bir veda mektubu dökülür ağzından.
Margit Schreiner, “Sevmek Dedikleri” kitabının ardından “Ayrılık Üçlemesi”nin ikinci kitabı olan “Ev, Kadınlar, Seks” ile kuvvetli bir yazınsal dil ve ton tutturmakla kalmıyor, bugünlerde okunabilecek en eğlenceli ve ilgi çekici cinsiyet çalışmasını da roman sanatına kazandırıyor.
“Soğukkanlı ve cesurca sahnelenen bağlanma ve baştan çıkarma hayalleri, ölümcül karşılaşmalar: (…) Roald Dahl dokunuşu barındıran ve sık sık Robert Gernhardt’ın kalemini andıran, Avusturya kültürüne uyarlanmış iyi bir karışım.”
Volker Hage, Die Zeit
“Anlatıcının, karısı ondan kaçtıktan sonra eril gevezelikleriyle kendini ele verdiği incelikli bir karakter metni – kurnaz bir evlilik romanı.”
Neue Zürcher Zeitung
“Zeki bir kitap, çok inandırıcı, sanatsal bir dil – son derece önemli bir yazar olduğunu düşünüyorum.”
Marcel Reich-Ranicki, Das Literarische Quartett
“Sözel cinnet 200 sayfadan fazla sürüyor, kadınlar ‘kendi hatası’, ‘oh olsun’ derken erkekler kader arkadaşlarıyla dayanışma içinde olacak, ta ki siyaseten evcilleştirilmiş, duygu dünyası çarpık bir adamın belki de asla yazamayacağı öfkeli bir karakter romanını bir kadının yazdığını anlayana dek .”
Henryk Broder, Der Spiegel
“Hastasın sen. Yani, böyle yüzüne karşı söylemeyi hiç istemezdim ama aslında çoktandır bunun farkındayım. Doğrusunu istersen ilişkimizin ilk gününde anlamıştım.”
Ev, Kadınlar, Seks.
Yirmi yıllık evlilikten sonra Resi –Marie Thérèse olan daha şık çift adını kullanmakta ısrarcıdır artık– oğlunu da yanına alarak kocası Franz’ı terk eder. Öncesinde işten çıkarılan koca, aile için kendi elleriyle bir ev inşa et... tümünü göster
Roman; müzik öğretmeni Nihan’ın öğrencileriyle kurduğu bağın işleyişine odaklanırken, bir yandan da Nihan’ın aynı okulda görev yapan beden eğitimi öğretmeni Cebrail’le başlayan aşk ilişkisini merkezine alıyor. Nihan, kendi geçmişiyle yüzleşme izleğini; öğrencilerine anlattığı Şehname’den, Dede Korkut’tan ve kendi uydurduğu hikâyeler üzerinden oluşturuyor. Böylelikle okura, geniş bir düşünce alanı açarken aynı zamanda da bazı gerçeklerin işleri sanıldığı kadar kolaylaştırmayacağı öngörüsünü de hissettiriyor.
Vızıltı Flüt Islık, kurgu ve cümle yaratımı bakımından iyi kotarılmış bir roman. Bireysel iç çatışmaların ve yüzleşmelerin anlatımına birden çok enstrüman eşlik etmekte. Bu sayede okur, soyutla somutun izini ezgisel bir rahatlıkla sürecektir…
Kitaptan Bir Bölüm:
"Evet, Cebrail’in kararını bilmiyorum. Bana pek ipucu vermedi, kafası karışıktı muhtemelen. Yine de ne derse desin, bunu asla bir koz olarak kullanmasına izin vermeyeceğim. Alışmaya çalışmak, beni eskisi gibi görememek ya da benzeri teranelere izin vermeyeceğim.
Beni olduğum gibi kabul etmesini istediğimden falan değil, artık kendimi affettiğimden, beni başkasının yargılamasına izin veremeyeceğimden. Bundan böyle bunun için kaybedecek ömrüm yok. Kendi başıma yeterince ömrümü tükettim zaten.
Kişisel gelişim kitaplarındaki yazan şeylere benziyor belki düşündüklerim. Ama hislerim öyle değil. O kitaplarda düşündürtülen şeyin aksine, zorlama duygulardan olabilecek en uzak noktadayımdır herhâlde."
Roman; müzik öğretmeni Nihan’ın öğrencileriyle kurduğu bağın işleyişine odaklanırken, bir yandan da Nihan’ın aynı okulda görev yapan beden eğitimi öğretmeni Cebrail’le başlayan aşk ilişkisini merkezine alıyor. Nihan, kendi geçmişiyle yüzleşme izleğin... tümünü göster