Bu kitap, öylesine canalıcı bir hayat serüvenine dayanıyor ki, hem yazarı (baş tanığı), hem de yayıncısı için en büyük güçlük ona tek bir isim bulmak konusunda doğuyor: Down Sendromlu Oğlumla 17 yıl mı demeliydik, Yalnız Değilsiniz mi? Ben Bu İşi Başardım mı en doğru başlık olurdu, yoksa Yaşamın Dışlanan Gerçek Yüzü mü? Elçin Tapanın ve Erel Tapanın (bir o kadar da Erkan, Eran, Ela Tapanın) olağanüstü, ürpertici, soluk kesici aşk öyküsü başka hiçbir aşk öyküsüne benzemiyor: Onu bundan, bütün başlıklar özetlemekte çaresiz kalmıyor mu? Son yılların en büyük tanıklığı. TADIMLIKSene 1978. Kontrole gittiğim doktorumdan hamile olduğumu öğreniyorum. Ne güzel. Biz aile olarak çocuk seviyor, şikâyet etmeden, hayatımızı çok değiştirmeden, aramıza yeni bir ferdin katılmasıyla çok mutlu ve kolay bir şekilde günümüzü yaşıyoruz. İki çocuğum var, biri kız, yeni misafir hangi cinsten olursa olsun fark etmez. Yeter ki sağlıklı olsun. Artık tecrübeliyim, bu çocuğumu daha da güzel yetiştireceğim, onu doğurmadan seviyorum, hayaller kuruyorum. Kendimi, hamileliğim ilerledikçe çok güzel buluyorum. Hamileliğin, yani bir anne adayı olmanın, Allahın bize verdiği en değerli görüntü ve özellik olduğuna inanıyorum. O kadar mutluyum ki bu yüzüme ve davranışlarıma aksediyor. İlk çocuğumda bile bu kadar tadını çıkarmamıştım olayın diye düşünüyorum. Birgün alışveriş yaparken yaşlı bir hanım yanıma yanaşıyor ve Kızım hamilelik sana ne kadar yakışmış diyor. İşte diyorum, içim yüzüme vurdu. Bu duygularla, çok rahat ve mutlu bir hamilelikten sonra 23 Temmuz 1978de İstanbulda Pakize Tarzı Kliniğine yatıyorum. Doktorum Prof. Dr. Rüknettin Tözüm, eşimi ve beni çok seviyor, kızımın doğumunu da o yapmıştı. Ben de kendisini çok yakın hissediyorum, iki nedenle; birisi liseden annemin talebesi olması, ikincisi annemle babamın beraberliklerini bilmesi.
Bu kitap, öylesine canalıcı bir hayat serüvenine dayanıyor ki, hem yazarı (baş tanığı), hem de yayıncısı için en büyük güçlük ona tek bir isim bulmak konusunda doğuyor: Down Sendromlu Oğlumla 17 yıl mı demeliydik, Yalnız Değilsiniz mi? Ben Bu İşi Başardım mı en doğru başlık olurdu, yoksa Yaşamın Dışlanan Gerçek Yüzü mü? Elçin Tapanın ve Erel Tapanın (bir o kadar da Erkan, Eran, Ela Tapanın) olağanüstü, ürpertici, soluk kesici aşk öyküsü başka hiçbir aşk öyküsüne benzemiyor: Onu bundan, bütün başlıklar özetlemekte çaresiz kalmıyor mu? Son yılların en büyük tanıklığı. TADIMLIKSene 1978. Kontrole gittiğim doktorumdan hamile olduğumu öğreniyorum. Ne güzel. Biz aile olarak çocuk seviyor, şikâyet etmeden, hayatımızı çok değiştirmeden, aramıza yeni bir ferdin katılmasıyla çok mutlu ve kolay bir şekilde günümüzü yaşıyoruz. İki çocuğum var, biri kız, yeni misafir hangi cinsten olursa olsun fark etmez. Yeter ki sağlıklı olsun. Artık tecrübeliyim, bu çocuğumu daha da güzel yetiştireceğim, onu doğurmadan seviyorum, hayaller kuruyorum. Kendimi, hamileliğim ilerledikçe çok güzel buluyorum. Hamileliğin, yani bir anne adayı olmanın, Allahın bize verdiği en değerli görüntü ve özellik olduğuna inanıyorum. O kadar mutluyum ki bu yüzüme ve davranışlarıma aksediyor. İlk çocuğumda bile bu kadar tadını çıkarmamıştım olayın diye düşünüyorum. Birgün alışveriş yaparken yaşlı bir hanım yanıma yanaşıyor ve Kızım hamilelik sana ne kadar yakışmış diyor. İşte diyorum, içim yüzüme vurdu. Bu duygularla, ... tümünü göster
202 sayfa