Bir kadın, üç erkek, üç şehir… Milano, New York, İstanbul… Erkeklerin ve kadınların yaşam yolculuğu içinde, korkularının ve sevinçlerinin birbirinden farklı olmadığını anlatan bir hikâye…
Bir Mayıs günü, her şeyi arkasında bırakıp Milano'ya giden, aşka inancını yitirmiş bir kadın. Dilini bile bilmediği, bir yabancı kentte, hataları, öfkesi ve kayıpları ile yüzleşmeye çalışan bir kadın… Çamlıca ve Moda'nın ara sokaklarından, New York caddelerine uzanan yaşamında tesadüflerle gelen mutluluğun, acılara dönüşmesini anlatan kahramanımız, "Önce sevgilimi, sonra İstanbul'u terk ettim ben… Doğduğum şehir ve el ele beraber ölmeyi hayal ettiğim sevgilim; ikisinden de kurtulmam lazımdı. İştar hanım anlamamıştı ama durum vahimdi. Eğer kopmayı beceremezsem, onlar beni yutacaktı. Belgesellerde yaşamsal bir içgüdü ile koşuyor diye tasvir edilen, aslandan kaçan bir zebraya benziyordum" diyor.
"Ne kadınlar, ne de erkekler suçlu aşkı yitirmekte. Ben, Sen ve O; en büyük ortak suçumuz, aşkımız için savaşmamak, susmak, kaçmak. O halde, neden her şeyi değiştirmiyoruz?"
Ruh ikizini bir kez kaybedenlerin, ölene dek yapayalnız kalacağını söyler kimi bilgeler. Ben, Sen ve O; diren ey aşk demenin mucizesini anlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Bir kadın, üç erkek, üç şehir… Milano, New York, İstanbul… Erkeklerin ve kadınların yaşam yolculuğu içinde, korkularının ve sevinçlerinin birbirinden farklı olmadığını anlatan bir hikâye…
Bir Mayıs günü, her şeyi arkasında bırakıp Milano'ya giden, aşka inancını yitirmiş bir kadın. Dilini bile bilmediği, bir yabancı kentte, hataları, öfkesi ve kayıpları ile yüzleşmeye çalışan bir kadın… Çamlıca ve Moda'nın ara sokaklarından, New York caddelerine uzanan yaşamında tesadüflerle gelen mutluluğun, acılara dönüşmesini anlatan kahramanımız, "Önce sevgilimi, sonra İstanbul'u terk ettim ben… Doğduğum şehir ve el ele beraber ölmeyi hayal ettiğim sevgilim; ikisinden de kurtulmam lazımdı. İştar hanım anlamamıştı ama durum vahimdi. Eğer kopmayı beceremezsem, onlar beni yutacaktı. Belgesellerde yaşamsal bir içgüdü ile koşuyor diye tasvir edilen, aslandan kaçan bir zebraya benziyordum" diyor.
"Ne kadınlar, ne de erkekler suçlu aşkı yitirmekte. Ben, Sen ve O; en büyük ortak suçumuz, aşkımız için savaşmamak, susmak, kaçmak. O halde, neden her şeyi değiştirmiyoruz?"
Ruh ikizini bir kez kaybedenlerin, ölene dek yapayalnız kalacağını söyler kimi bilgeler. Ben, Sen ve O; diren ey aşk demenin mucizesini anlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
392 sayfa
2014 tarihinde, Destek Yayınları tarafından yayınlandı