Ben ve Savunma Mekanizmalarını Anna Freud 1936 yılında babasının 80inci doğum gününe armağan olarak yayımladı. Yazıldığı yıldan beri güncelliğini yitirmeyen kitap, bugün hâlâ gerek çocuk gerekse erişkin psikanalizini öğrenenler için en etkileyici ve yararlı eserlerden biri olma özelliğini koruyor.Psikanalizin dört okulu dürtü kuramı, ben psikolojisi, nesne ilişkileri kuramı ve kendilik psikolojisi içinde Anna Freudun kitabı ben psikolojisi okulunun kurucu metinlerinden biri olarak kabul edilir.Çocuk analizinin kurucusu sayılan Anna Freud temel eğitiminin öğretmenlik olması nedeniyle ruhsal yapının sağlıklılığa nasıl ulaştığıyla yakından ilgilenmiş, bu eserinde de ruhsal sorunlara nasıl yardımcı olunacağıyla birlikte sağlıklı ruh gelişimi için sosyal boyutta hangi önkoşulların gerekli olduğunu tartışmıştır.
Ben ve Savunma Mekanizmalarını Anna Freud 1936 yılında babasının 80inci doğum gününe armağan olarak yayımladı. Yazıldığı yıldan beri güncelliğini yitirmeyen kitap, bugün hâlâ gerek çocuk gerekse erişkin psikanalizini öğrenenler için en etkileyici ve yararlı eserlerden biri olma özelliğini koruyor.Psikanalizin dört okulu dürtü kuramı, ben psikolojisi, nesne ilişkileri kuramı ve kendilik psikolojisi içinde Anna Freudun kitabı ben psikolojisi okulunun kurucu metinlerinden biri olarak kabul edilir.Çocuk analizinin kurucusu sayılan Anna Freud temel eğitiminin öğretmenlik olması nedeniyle ruhsal yapının sağlıklılığa nasıl ulaştığıyla yakından ilgilenmiş, bu eserinde de ruhsal sorunlara nasıl yardımcı olunacağıyla birlikte sağlıklı ruh gelişimi için sosyal boyutta hangi önkoşulların gerekli olduğunu tartışmıştır.
Anna Freud'un, çocuk psikolojisi ekolünün kurucu metni olarak kabul edilen kitabı.
Algı ve ekollerin ben'e ( ego ) çekilmesine öncülük etmiş olan yazar, psikanalitik süreçte id'in bypass'ı ile başlamış metnine. Hipnoz, rüya yorumları ve Freudyen sürçmelerin önemine değinmiş. Tekrar mekanizmasını ( aktarım ) detaylı olarak açıklamış. Analistin "dirence" karşılık vermemesini aksine direnci tanılayıp onu oluşturan alt mekanizmaları anlayarak kırması gerektiğini belirtmiş. Çocukların oyun kurgularının duygulanım ve sorunlarını dirençle karşılaşmadan filtresiz yansıttığını gözlemleyen yazar, çalışmalarını daha çok çocuk ve ergen hasatlar üzerinden yürütmüş. Bastırmanın en kolay tanılanan mekanizma olduğunu belirtmiş.
Tanım ve açıklamalarını vaka analizleriyle başlamış. id, ben ve süperben ilişkilerine basit ve açıklayıcı bir üslupla değinmiş. Alaycı ve oyunbaz tavrın hadım edilme korkusunun yadsınmasından kaynaklandığını savunmuş. Yadsınan çevre ve bastırılan dürtülerin, "ben" de boşluk bulduklarında kaygı ve hoşnutsuzluğa yol açtığını belirtip aşırı telafinin sorun yaratan bir nevroz olmadığını ifade etmiş. Viktoryen dönemin henüz algıda kapanmadığını yazarın Freudyen sürçmelerinde göz önüne çıkmakta ( "kadınların erkeklerle eşit olduğuna saplanması..." ). Stocholm'un temllerini saldırganla özdeşleşme mekanizma altında daha 1936'da atan yazar, özeleştiri yoksunluğunun çocuksu kalmış bir "ben" in uzantısını olduğunu belirtmiş. Kaygı ve hoşnutsuzluğun önlenmesi için yapılan girişimlerin "ben" i ketlediğine, kişinin gelişmek için güvenli bölgesinden ayrılmasının gerekliliğine işaret etmiş. Vaka analizlerinde çeşitli transferans örnekleri de göze çarpmakta.
"Yansıtma" üzerinde detaylı duran yazar, eşcinselliğin karşı cinste doyum bulmayan arzuların "özgeci vazgeçiş"le tekrar kurgulanması olduğunu iddia etmiş. "Yansıtma" nın bir fonksiyonu olarak ele aldığı "özgeci vazgeçiş"i biraz da olsa yüceltmiş. Ergenliğin dualist ve dengesiz yapısına değinmiş, "düşünselleştirme" mekanizmasına dikkat çekmiş. Kendine ve topluma yabancılaşmanın id'in bastırılması ve süperben'in dışlanması durumunda ortaya çıkacağını belirtmiş. kendileri dışında her şey olmaya çabalayan hastalarının tutumlarını eleştirmiş.Narsisizmin dışarıdan sevgi göremeyen "ben" in bir onarı çabası olduğunu ifade etmiş. Sonsözde kitapta topladığı çıkarımlarının kapsamlı özetini vererek metnini noktalamış.
Tıbbı metin ciddiyetinde yazılmış bir kitap olduğunu belirteyim.