Her büyük edebi eser gibi bu kitap da ele avuca sığmıyor. Onun için Hakikatin çoğulluğunu ve değişkenliğini anlatıyor ya da Doğu ile batıyı karşı karşıya getiriyor ya da Batının temel değerlerini sorguluyor ya da Okuyucuyu zamanda ve mekanda yolculuğa çıkarıyor diyenler olacaktır. Ama tarihin koca bir dilimi ve dünyanın yarısı bir kaleidoskobun içine sokulmuş, insanlık durumu bütünkarmaşıklığı ve renkliliğiyle seyrimize sunulmuşken, böyle klişelere söz düşer mi?En iyisi sözü yazara bırakalım: Kıskandığım, onun şahsı değil, sureti, hatırası. Belleğimin yarattığı mahluk ruhumu bürüdü. Bana ait olanı tanınmaz, keyif vermez, sevilmez kıldı. Şu ana kadar yaptıklarını ilelebet yapabilir: Kinsainin ada-mabetleri ile durgun sulara bakan sarayları arasında mekik dokuyabilir, refakatçisinin kerametlere ışık tutan incelikli açıklamalarını dinleyebilir, ülkesinden sonra aklına da hakim olamadığını hissetmeye başlamış bir hükümdarın maiyetinde yer alabilir, Beihai parkında dolaşabilir, bir cariyenin kollarında kendinden geçebilir. Benim derdim, hatırladıklarımın özgürlüğüne ortak olmak, onun gibi bir bellek kahramanı haline gelmek. Belki elinizdeki kitabı yazmamın nedeni de bu, başka zihinlere girme, oralarda gezip tozma arzusu. Boşuna mı uğraşıyorum? Göreceğiz. Siz ve ben.Yirmi yıl sonra Çinden Venedike dönen Marco Polo bir savaşa katılır ve Cenevizlere esir düşer. Hücre arkadaşı, roman yazarı Pisalı Rustichellodur, Poloyu ona anılarını yazdırmaya ikna eder. Kalem, dinleyecek, dudak bükecek, değiştirecek, süsleyecektir. Ortaya çıkan ironiler, belirsizlikler, olgu-kurgu kaymalarıdır postmodern yazarın malzemesi... Eco, Calvino, Perec gibi Avrupalı yazarların oluşturduğu gelenek çerçevesinde felsefi, ansiklopedik, renkli, gerilimli, şaşırtıcı bir Çin bulmacası.The Good Book Guide
Her büyük edebi eser gibi bu kitap da ele avuca sığmıyor. Onun için Hakikatin çoğulluğunu ve değişkenliğini anlatıyor ya da Doğu ile batıyı karşı karşıya getiriyor ya da Batının temel değerlerini sorguluyor ya da Okuyucuyu zamanda ve mekanda yolculuğa çıkarıyor diyenler olacaktır. Ama tarihin koca bir dilimi ve dünyanın yarısı bir kaleidoskobun içine sokulmuş, insanlık durumu bütünkarmaşıklığı ve renkliliğiyle seyrimize sunulmuşken, böyle klişelere söz düşer mi?En iyisi sözü yazara bırakalım: Kıskandığım, onun şahsı değil, sureti, hatırası. Belleğimin yarattığı mahluk ruhumu bürüdü. Bana ait olanı tanınmaz, keyif vermez, sevilmez kıldı. Şu ana kadar yaptıklarını ilelebet yapabilir: Kinsainin ada-mabetleri ile durgun sulara bakan sarayları arasında mekik dokuyabilir, refakatçisinin kerametlere ışık tutan incelikli açıklamalarını dinleyebilir, ülkesinden sonra aklına da hakim olamadığını hissetmeye başlamış bir hükümdarın maiyetinde yer alabilir, Beihai parkında dolaşabilir, bir cariyenin kollarında kendinden geçebilir. Benim derdim, hatırladıklarımın özgürlüğüne ortak olmak, onun gibi bir bellek kahramanı haline gelmek. Belki elinizdeki kitabı yazmamın nedeni de bu, başka zihinlere girme, oralarda gezip tozma arzusu. Boşuna mı uğraşıyorum? Göreceğiz. Siz ve ben.Yirmi yıl sonra Çinden Venedike dönen Marco Polo bir savaşa katılır ve Cenevizlere esir düşer. Hücre arkadaşı, roman yazarı Pisalı Rustichellodur, Poloyu ona anılarını yazdırmaya ikna eder. Kalem, dinleyecek, dudak büke... tümünü göster
Paul Griffiths'in zaman zaman Marco Polo'nun seyahat notlarına atıfta bulunan bir romanı.
Bu romanda sanırım benim 2015 yılında okuduğum en sıkıcı kitaplardan biri olmaya aday.Kitabın baskısı yok bende adına ve tanıtımına aldanıp epey aradıktan sonra Nadir kitap ta bulup aldığım ve sonuncunda hayal kırıklığına uğradığım bir kitap. Bende İtalo Calvino'nun Görünmez Kentler adlı sıkılarak okuduğum kitabı anımsattı. Sonuç olarak 167 Sh lık bir kitap değilde daha uzun olsaydı kesin yarım bırakırdım. Sonuç olarak tam bir hayal kırıklığı oldu Bendeniz ve Marco Polo...