Berci Kristin Çöp Masalları, bir doğuş, bir kuruluş, bir türeyiş öyküsüdür. Kentin kıyısında, çöplükte, fabrika atıklarının ortasında doğan bir hayatın öyküsü. Kentin çöpünden, yabancı oldukları kültürün artıklarından, paslı tenekeden, kartondan, naylondan, muşambadan, plastikten, bir yandan da cenk hikâyeleri, maniler, tekerlemeler ve ağıtların dilinden yaratılmış gecekondunun masalı.İnsan, daima ilksel haliyle, başlangıcıyla kendini oluştururken vardır bu anlatı içinde. O yüzden mağara resimlerini andırır bu anlatım özelliği. O resimlerin yalın olduğu kadar sarp, plastik olduğu kadar da doğal estetiğine ulaşmış, bu özelliği modern edebiyatın ortamına çevirebilmiş bir yazarın başarısıdır. Yazarın kendisi ise asla belirmez bu metinlerde; uzakta, her şeye aynı mesafede, ama zaten tam da içinde bir yerdedir hep...Yunancadan Farsçaya, Almancadan Hollandacaya kadar pek çok dile aktarılan Berci Kristin Çöp Masalları, çevrildiği her dilde büyük heyecanla karşılanmıştır.
Berci Kristin Çöp Masalları, bir doğuş, bir kuruluş, bir türeyiş öyküsüdür. Kentin kıyısında, çöplükte, fabrika atıklarının ortasında doğan bir hayatın öyküsü. Kentin çöpünden, yabancı oldukları kültürün artıklarından, paslı tenekeden, kartondan, naylondan, muşambadan, plastikten, bir yandan da cenk hikâyeleri, maniler, tekerlemeler ve ağıtların dilinden yaratılmış gecekondunun masalı.İnsan, daima ilksel haliyle, başlangıcıyla kendini oluştururken vardır bu anlatı içinde. O yüzden mağara resimlerini andırır bu anlatım özelliği. O resimlerin yalın olduğu kadar sarp, plastik olduğu kadar da doğal estetiğine ulaşmış, bu özelliği modern edebiyatın ortamına çevirebilmiş bir yazarın başarısıdır. Yazarın kendisi ise asla belirmez bu metinlerde; uzakta, her şeye aynı mesafede, ama zaten tam da içinde bir yerdedir hep...Yunancadan Farsçaya, Almancadan Hollandacaya kadar pek çok dile aktarılan Berci Kristin Çöp Masalları, çevrildiği her dilde büyük heyecanla karşılanmıştır.
Bu kitabı oturup diğer okuyanlarla toplu olarak tartışsanız belki çok derin şeyler elde edebilirsiniz ancak yalnız okunduğunda kendini hiç okutmayan bir kitap. "Sıkıcı" demek biraz ağır kaçar ama yazar aslında hep kendini tekrarlıyor.
O gecekondu halkının sefalet ve tutunma öyküsü masaldan başka hangi türle bu kadar güzel anlatılabilirdi ki.
Kesinlikle kalemi çok kuvvetli yazarın... Özellikle yaşanmışlıkları, hayata dair olanları, yaşananları, toplumsal olayları masalımsı bir dille sıkmadan devamlı okuyucu dinamik tutan bir kalem...
Her bir kitabı ayrı bir edebi değer...
Zor okumustum, onu hatirliyorum. Hafizamda izler var ama carpmamisti beni cok fazla.
Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm'den sonra beni en çok etkileyen kitabı diyebilirim. Yoksulluğun ekonomik, sosyolojik sorunlarını öyle güzel anlatmış ki. Sanki bir sosyoloğum ve alan araştırmasında bu hikayeleri mahallenin yaşlı, genç, erkek, kadın tüm bireylerinden dinliyorum gibi. Masalsı yanı da harika.
Karton Cilt, 135 sayfa
2010 tarihinde, Everest Yayınları tarafından yayınlandı