Buraya bir han yapacağım demiştin, değil mi? Evet, daha kaç kere söyleyeceğim! Buraya bir yığın yorgun ve aç insan gelecek; ben de onlara yatacak yer ve yemek vereceğim. Demek açların karnını doyuracaksın! Peki senin karnını kim doyuracak? Yaşlı kadın arkasını dönüp topallaya topallaya oradan uzaklaşırken, Erysichton şaşkınlıkla onun arkasından bakakaldı. Benim karnımı kim mi doyuracak? Bu da ne demek oluyor! Neyse, daha fazla vakit kaybetmeden işe başlayalım... Kesin şu ağaçları! Adamlar baltalarıyla ağaçları teker teker devirirken, Erysichton memnuniyetle ellerini ovuşturuyordu. O yaşlı kadının tanrıça Demeter olduğunu nereden bilebilirdi ki?
Buraya bir han yapacağım demiştin, değil mi? Evet, daha kaç kere söyleyeceğim! Buraya bir yığın yorgun ve aç insan gelecek; ben de onlara yatacak yer ve yemek vereceğim. Demek açların karnını doyuracaksın! Peki senin karnını kim doyuracak? Yaşlı kadın arkasını dönüp topallaya topallaya oradan uzaklaşırken, Erysichton şaşkınlıkla onun arkasından bakakaldı. Benim karnımı kim mi doyuracak? Bu da ne demek oluyor! Neyse, daha fazla vakit kaybetmeden işe başlayalım... Kesin şu ağaçları! Adamlar baltalarıyla ağaçları teker teker devirirken, Erysichton memnuniyetle ellerini ovuşturuyordu. O yaşlı kadının tanrıça Demeter olduğunu nereden bilebilirdi ki?