“... bu kitap bir yadigâr-ı seyahat olduğundan kendi müşahedât ve ihtisasâtımdan başka şeyleri içermesini gönlüm caiz görmemektedir.”
Yalnızca gördüklerini ve hissettiklerini yazdığını söyleyen Ahmet Mithat, acaba Berlin’de neler görmüş, neler düşünmüş, neleri özellikle göz önünde tutmuştur? Önceden düşünmediklerimizi, tasarlamadıklarımızı kolay kolay görebilir miyiz?
Berlin’de Üç Gün Ahmet Mithat’ın bin sayfayı aşkın Avrupa seyahatnamesinin Berlin’i anlatan bölümünü ilk kez Latin harfleriyle okuyucuya sunarken, “Doğulu” bir aydının, “Batı”yı nasıl gördüğünü, nasıl algıladığını, dahası bugün de aynı sorun ve soruları içeren “Batı” kurgumuzu gözler önüne seriyor.
“... bu kitap bir yadigâr-ı seyahat olduğundan kendi müşahedât ve ihtisasâtımdan başka şeyleri içermesini gönlüm caiz görmemektedir.”
Yalnızca gördüklerini ve hissettiklerini yazdığını söyleyen Ahmet Mithat, acaba Berlin’de neler görmüş, neler düşünmüş, neleri özellikle göz önünde tutmuştur? Önceden düşünmediklerimizi, tasarlamadıklarımızı kolay kolay görebilir miyiz?
Berlin’de Üç Gün Ahmet Mithat’ın bin sayfayı aşkın Avrupa seyahatnamesinin Berlin’i anlatan bölümünü ilk kez Latin harfleriyle okuyucuya sunarken, “Doğulu” bir aydının, “Batı”yı nasıl gördüğünü, nasıl algıladığını, dahası bugün de aynı sorun ve soruları içeren “Batı” kurgumuzu gözler önüne seriyor.
Karton Cilt, 126 sayfa
Şubat2009 tarihinde, Notos tarafından yayınlandı