Sabahattin Ali, fotoğrafa tutkuyla bağlı bir yazar olarak uzun yıllar ailesini, dostlarını, yaşadığı yerleri ve kendisini objektifiyle ölümsüzleştirdi. Bu fotoğraflar, yazarın kısa hayat hikâyesine tanıklık eden başkalarının çektiği fotoğraflarla harmanlanarak sergileniyor. Sabahattin Alinin çektiği fotoğraflar kendi metinleriyle, başkalarının onu çektiği fotoğraflarsa anılar ve mektuplarla birleştirilerek izleyiciye yeni bir okuma ve anlama alanı oluşturuyor. Sabahattin Alinin yaşamını seyretmek isteyenlere...25 Şubat 1907de Gümülcinede doğan Sabahattin Ali, İstanbul İlköğretmen Okulunu bitirip Yozgatta bir yıl öğretmenlik yaptı ve 1928 yılında Milli Eğitim Bakanlığınca Almanyaya gönderildi. 1930da döndükten sonra Aydın, Konya ve Ankara ortaokullarında Almanca öğretmenliği, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğünde memurluk ve Devlet Konservatuvarında dramaturgluk yaptı. 1945te Bakanlık emrine alındı, İstanbulda Markopaşa adlı mizah gazetesini çıkardı. 1948de bir yazısı yüzünden tutuklandı, üç ay kadar hapis yattı. Sürekli izlendiği için yurtdışına kaçmak istedi, ancak Kırklareli dolaylarında bir kaçakçı tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Şiirler, hikâyeler, romanlar yazdı, çeviriler yaptı. İlk yazıları Balıkesirde Irmak dergisinde çıkmıştı (1925/26). Sabahattin Ali 1930lu yıllarda öyküye gerçekçi ve yeni bir soluk getirmişti. Öykülerinde; tanımlamakta güçlük çektiğimiz kimi duyguları ustalıkla anlatan Ali, insanın zavallılığını ve gücünü aynı sarsılmaz üslupla, zaman zaman masalsı ve destansı bir biçimde yansıtmayı başarmıştı. Öykü kitapları: Değirmen (1935), Kağnı (1936), Ses (1937), Yeni Dünya (1943), Sırça Köşk (1947). Halk şiirinden esinlenerek yazdığı şiirlerini Dağlar ve Rüzgârda toplamıştı (1934). Sabahattin Ali, romanlarında da insanın ruhuna ayna tuttu ve gerçeğe bu aynadan baktı. Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940), Kürk Mantolu Madonna (1943) adlı romanlarında, okurların gerçekliği daha derinden algılamasını sağladı.
Sabahattin Ali, fotoğrafa tutkuyla bağlı bir yazar olarak uzun yıllar ailesini, dostlarını, yaşadığı yerleri ve kendisini objektifiyle ölümsüzleştirdi. Bu fotoğraflar, yazarın kısa hayat hikâyesine tanıklık eden başkalarının çektiği fotoğraflarla harmanlanarak sergileniyor. Sabahattin Alinin çektiği fotoğraflar kendi metinleriyle, başkalarının onu çektiği fotoğraflarsa anılar ve mektuplarla birleştirilerek izleyiciye yeni bir okuma ve anlama alanı oluşturuyor. Sabahattin Alinin yaşamını seyretmek isteyenlere...25 Şubat 1907de Gümülcinede doğan Sabahattin Ali, İstanbul İlköğretmen Okulunu bitirip Yozgatta bir yıl öğretmenlik yaptı ve 1928 yılında Milli Eğitim Bakanlığınca Almanyaya gönderildi. 1930da döndükten sonra Aydın, Konya ve Ankara ortaokullarında Almanca öğretmenliği, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğünde memurluk ve Devlet Konservatuvarında dramaturgluk yaptı. 1945te Bakanlık emrine alındı, İstanbulda Markopaşa adlı mizah gazetesini çıkardı. 1948de bir yazısı yüzünden tutuklandı, üç ay kadar hapis yattı. Sürekli izlendiği için yurtdışına kaçmak istedi, ancak Kırklareli dolaylarında bir kaçakçı tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Şiirler, hikâyeler, romanlar yazdı, çeviriler yaptı. İlk yazıları Balıkesirde Irmak dergisinde çıkmıştı (1925/26). Sabahattin Ali 1930lu yıllarda öyküye gerçekçi ve yeni bir soluk getirmişti. Öykülerinde; tanımlamakta güçlük çektiğimiz kimi duyguları ustalıkla anlatan Ali, insanın zavallılığını ve gücünü aynı sarsılmaz üslupla, zaman zama... tümünü göster
Karton Cilt, 112 sayfa
2007 tarihinde, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı