BİRİNCİSÖZBesmele bahsi, bir esmâ bahsidir. Çünkü Allahın adıyla başlamak, her işte, her şeyde Allahın ismini okumayı gerektirir. Risale-i Nurun kronolojik olarak değilse de, metodolojik olarak başı olan Birinci Söz, her şeyin başı olan Besmeleye başlar. Biz dahi başta ona başlarız derken, bu derse sadece başlanacağını ama hiç bitirilemeyeceğini ima eder. Ömrümüz, esmâ-i hüsnânın talimine harcansa datalimimiz bitmese, boş bir ömür geçirmiş olmaz aksine sadece ölümümüzü değil, yaşayışımızı da Rabbimize şehit, yani tanık olarak geçirmiş oluruz. Besmelenin besi, tıpkı iki dudağımızı birbirine bitiştirdiği gibi, bizi hayrı ve vücudu elinde tutan Saniimize nisbet eder. Onun için şerleri hayra kalbetmenin, yokluğu vücuda çevirmenin ne kadar kolay olduğunu hissettirir. Yani Besmele ve onun başındaki be bizim kendimizi Rahman ve Rahîm olan Allaha bağlamamıza, Ona dayanmamıza denk gelir. Be bizim kendi niyetimizle, kendi tercihimizle, kendimizi o gerçeğin gölgesi altına dahil ettiğimizin işaretidir.Risale-i Nurda esmâ-i hüsnâ didaktik bir üslupla anlatılmaz. Esmâ-i hüsnâ hayatın ana dokusu içinde, tefekkürün doğal akışı içinde, yeri geldikçe, ihtiyaç duyuldukça zikredilir. Hangi bahis olursa olsun, ilgili bahsin gerektirdiği ve b/aktığı esmâlarla Rabbe muhatap olunur; bir bakıma, kendi fıtratımızdan ve yaşayışımızdan ipler örülerek, esmâ-i hüsnânın miracına erişilir. Bu açıdan bakınca, Risale sanki esmâyı zikretmek için yazılmış gibidir. Yani aslolan esmâdır, diğerleri esmâya bahanedir. birincisöz, besmele ve esmâ ile irtibatımızın daima diri kalmasına vesile olmak düşüncesinden doğdu. Senai Demirci, birincisöz ile okurları Birinci Sözün, Besmelenin sırrını yeniden düşünmeye ve hakikatle yeniden tanışmaya davet etmek istedi. Okumalarıyla bizlere yeni kapılar açan yazar, zaten biliyoruz doygunluğunun okuma iştahımızı kesmesinin önüne geçecek yorumlar taşıdı kitaba.birincisöz, Risaleyle zaten irtibatlı olanları ilk defa okuyormuşçasına coşkulu bir okuma serüvenine çağırırken, okumaya yeni başlayanlara ise yeni tanışmış olmanın heyecanına layık bir bakış sunuyor.
BİRİNCİSÖZBesmele bahsi, bir esmâ bahsidir. Çünkü Allahın adıyla başlamak, her işte, her şeyde Allahın ismini okumayı gerektirir. Risale-i Nurun kronolojik olarak değilse de, metodolojik olarak başı olan Birinci Söz, her şeyin başı olan Besmeleye başlar. Biz dahi başta ona başlarız derken, bu derse sadece başlanacağını ama hiç bitirilemeyeceğini ima eder. Ömrümüz, esmâ-i hüsnânın talimine harcansa datalimimiz bitmese, boş bir ömür geçirmiş olmaz aksine sadece ölümümüzü değil, yaşayışımızı da Rabbimize şehit, yani tanık olarak geçirmiş oluruz. Besmelenin besi, tıpkı iki dudağımızı birbirine bitiştirdiği gibi, bizi hayrı ve vücudu elinde tutan Saniimize nisbet eder. Onun için şerleri hayra kalbetmenin, yokluğu vücuda çevirmenin ne kadar kolay olduğunu hissettirir. Yani Besmele ve onun başındaki be bizim kendimizi Rahman ve Rahîm olan Allaha bağlamamıza, Ona dayanmamıza denk gelir. Be bizim kendi niyetimizle, kendi tercihimizle, kendimizi o gerçeğin gölgesi altına dahil ettiğimizin işaretidir.Risale-i Nurda esmâ-i hüsnâ didaktik bir üslupla anlatılmaz. Esmâ-i hüsnâ hayatın ana dokusu içinde, tefekkürün doğal akışı içinde, yeri geldikçe, ihtiyaç duyuldukça zikredilir. Hangi bahis olursa olsun, ilgili bahsin gerektirdiği ve b/aktığı esmâlarla Rabbe muhatap olunur; bir bakıma, kendi fıtratımızdan ve yaşayışımızdan ipler örülerek, esmâ-i hüsnânın miracına erişilir. Bu açıdan bakınca, Risale sanki esmâyı zikretmek için yazılmış gibidir. Yani aslolan esmâdır, diğerleri esmâya bahan... tümünü göster