O, şimdi cennet bahçesinde kendi gibi yaşayan ölülerin, Özmenlerin, Özkuzuların, Darendelilerin, Haşatlıların, Orhan Barutların, Gün Sazakların arasında yüzlerce, binlerce, on binlerce şehidin arasında.. Biz ezildikçe çoğaldık, bir öldük bin dirildik. Şahadet mertebesine erişen bir Ülküdaşımızın hatırası; Şehit Ülküdaşlarımıza layık birer dava adamı olabilmek onlara yetişebilmek için daha fazla çalışmamızı sağlayan, mücadele azmimizi arttıran birer itici güç oldu. Davamıza daha sıkı sarıldık, yılmadık, yıkılmadık, güçlendik.
O, şimdi cennet bahçesinde kendi gibi yaşayan ölülerin, Özmenlerin, Özkuzuların, Darendelilerin, Haşatlıların, Orhan Barutların, Gün Sazakların arasında yüzlerce, binlerce, on binlerce şehidin arasında.. Biz ezildikçe çoğaldık, bir öldük bin dirildik. Şahadet mertebesine erişen bir Ülküdaşımızın hatırası; Şehit Ülküdaşlarımıza layık birer dava adamı olabilmek onlara yetişebilmek için daha fazla çalışmamızı sağlayan, mücadele azmimizi arttıran birer itici güç oldu. Davamıza daha sıkı sarıldık, yılmadık, yıkılmadık, güçlendik.
Kitabın genelinde bir ailenin Batum'la Trabzon arasında uzanan yaşam hikayesi anlatılıyor. Fakat kitapta yer yer anlatının gerçekliği sorgulanıyor. Kitabın ilk cümlesi " Anlatılanların ne kadarı doğru, ne kadarı gerçek, ne kadarı bir düş, bir hayal ürünü üzerine kurulu." Aslında kitapta geçen bütün olaylar da bu cümlenin etrafında şekilleniyor.