Ditfurth, bu 3. kitapta, 20 yüzyılın sonundaki evrene ilişkin standart bilgi ve verilerle, her türlü metafizikten uzak, gene de kendi içinde bütünlüklü, kapalı, algılarımızın ve düşünme alışkanlıklarımızın sınırlarını genişleten bir yapıt oluşturuyor.İngilizceye, İspanyolcaya, İtalyancaya, İsveççeye, Polonya diline ve Felemenkçeye çevrilen metin, evrene ilişkin çok sayıda bilgiyi değerlendirerek yepyeni bir astronomi, dolayısıyla kozmos tablosu sunuyor.Ditfurth, evvelki yüzyılın ve geçen yüzyılın başlarında benimsenmiş olan bir evren tablosunun; bu sonsuz büyüklükteki evrenin milyarlarca galaksisinden birinin (Samanyolumuzun) kenarına rastlayan bir Güneş sisteminin hayata elverişli 3. sıradaki gezegeniyle birlikte, orada unutulmuş ve terk edilmiş, yapayalnız dolanıp durduğu anlayışına dayalı tablonun yanıltıcılığını gözler önüne seriyor.Bir uzay gemisine benzettiği Dünyanın ve gezegenleriyle birlikte Güneş sisteminin, hayata düşman, yaşamaya izin vermeyen, soğuk ve ürpertici bir kozmosun karanlığında sahipsiz olmadığını biliyoruz artık.
Ditfurth, bu 3. kitapta, 20 yüzyılın sonundaki evrene ilişkin standart bilgi ve verilerle, her türlü metafizikten uzak, gene de kendi içinde bütünlüklü, kapalı, algılarımızın ve düşünme alışkanlıklarımızın sınırlarını genişleten bir yapıt oluşturuyor.İngilizceye, İspanyolcaya, İtalyancaya, İsveççeye, Polonya diline ve Felemenkçeye çevrilen metin, evrene ilişkin çok sayıda bilgiyi değerlendirerek yepyeni bir astronomi, dolayısıyla kozmos tablosu sunuyor.Ditfurth, evvelki yüzyılın ve geçen yüzyılın başlarında benimsenmiş olan bir evren tablosunun; bu sonsuz büyüklükteki evrenin milyarlarca galaksisinden birinin (Samanyolumuzun) kenarına rastlayan bir Güneş sisteminin hayata elverişli 3. sıradaki gezegeniyle birlikte, orada unutulmuş ve terk edilmiş, yapayalnız dolanıp durduğu anlayışına dayalı tablonun yanıltıcılığını gözler önüne seriyor.Bir uzay gemisine benzettiği Dünyanın ve gezegenleriyle birlikte Güneş sisteminin, hayata düşman, yaşamaya izin vermeyen, soğuk ve ürpertici bir kozmosun karanlığında sahipsiz olmadığını biliyoruz artık.