Öklitden Günümüze Filozof ve Bilim Adamlarından Çeşitli Görüşler:Geometrik bir ölçü birimi olarak kullanageldiğimiz boyutlar, Eukleides (Öklit) zamanından beri en, boy ve derinlik olarak üç yöne uzanımı belirliyordu. Tek boyut, bir yöne doğru uzanım olan çizgiyi; iki boyut ise, kare, dikdörtgen, beşgen, daire, elips vb. gibi bir düzlemi meydana getiriyor; ancak üç boyut ile hacim oluşuyor ve cisimler ortaya çıkıyordu.19. yüzyıla gelinceye dek, üç boyut dışında herhangi bir boyut düşünülemez olmuştu. 1840 yılında Kazan Üniversitesi profesörlerinden Lobaçevsky, Rusyanın geniş arazisi üzerinde yaptığı geometrik ölçümlerde, Öklit geometrisinin dünya yüzeyine uygulanamayacağını görmüştü. Çünkü ekvatordan iki dik açı ile çizilen paralellerin, kutupta birbiriyle kesiştiğini görmüştü. Öklitin, yıllar önce onaya koyduğu, Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 derecedir postulası kayboluyor ve ortaya iç açılarının toplamı 180 dereceden çok daha fazla olan üçgenler çıkıyordu!..20. yüzyılda ise, Einstein, içinde yaşadığımız evreni değerlendirmeye kalkıştığında zamanın ayrı bir boyut, yani dördüncü bir boyut olduğunu ortaya koyuyordu. Diğer yanda aynı yüzyılda atom evreni içinde yaptığı çalışmaları sonunda, Erwin Schrödinger, yedi boyutlu dalgalar sistemi ile karşı karşıya geldiğini ileri sürüyordu. Aynı yıllar içinde filozof Bergson, sezginin yeni bir boyut olduğunu; Poincare ise farkında olmadan yaşadığımız bir psikolojik zaman boyutu bulunduğunu belirtiyorlardı.20. yüzyıl sonlarına doğru ise James Jeans, Eddington, George Gamow, Reichenbach, Hawking vb. astro-fizik bilginleri, çok boyutlu evren yapısını dile getirmeye çalışıyorlardı. İçinde yaşadığımız yıllarda ise sibernetik bilimi ile ortaya çıkan internet boyutu ya da bilgi iletim boyutunun uzanımları gösterilmektedir!..İşte, elinizde bulunan bu kitapta, ortaya atılan çeşitli boyutlar sunulmakta ve tartışması yapılmaktadır.
Öklitden Günümüze Filozof ve Bilim Adamlarından Çeşitli Görüşler:Geometrik bir ölçü birimi olarak kullanageldiğimiz boyutlar, Eukleides (Öklit) zamanından beri en, boy ve derinlik olarak üç yöne uzanımı belirliyordu. Tek boyut, bir yöne doğru uzanım olan çizgiyi; iki boyut ise, kare, dikdörtgen, beşgen, daire, elips vb. gibi bir düzlemi meydana getiriyor; ancak üç boyut ile hacim oluşuyor ve cisimler ortaya çıkıyordu.19. yüzyıla gelinceye dek, üç boyut dışında herhangi bir boyut düşünülemez olmuştu. 1840 yılında Kazan Üniversitesi profesörlerinden Lobaçevsky, Rusyanın geniş arazisi üzerinde yaptığı geometrik ölçümlerde, Öklit geometrisinin dünya yüzeyine uygulanamayacağını görmüştü. Çünkü ekvatordan iki dik açı ile çizilen paralellerin, kutupta birbiriyle kesiştiğini görmüştü. Öklitin, yıllar önce onaya koyduğu, Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 derecedir postulası kayboluyor ve ortaya iç açılarının toplamı 180 dereceden çok daha fazla olan üçgenler çıkıyordu!..20. yüzyılda ise, Einstein, içinde yaşadığımız evreni değerlendirmeye kalkıştığında zamanın ayrı bir boyut, yani dördüncü bir boyut olduğunu ortaya koyuyordu. Diğer yanda aynı yüzyılda atom evreni içinde yaptığı çalışmaları sonunda, Erwin Schrödinger, yedi boyutlu dalgalar sistemi ile karşı karşıya geldiğini ileri sürüyordu. Aynı yıllar içinde filozof Bergson, sezginin yeni bir boyut olduğunu; Poincare ise farkında olmadan yaşadığımız bir psikolojik zaman boyutu bulunduğunu belirtiyorlardı.20. yüzyıl sonlarına doğr... tümünü göster