Güneş, denizin gökle kavuştuğu çizgi üstünde, bu çizgiyi istemiyormuş, delip geçemiyormuş, vazgeçecek, gerisin geri dönecekmiş gibi duruyor sanki, düşünüyor. Atanın beklediği parlak renkli grup olmadı, ufukta pembelik bile kalmadı. Fakat başını oradan çevirip de denize göz atınca köşkten vuran gölgenin buğulu bir morluk aldığını, suların su halinden çıkıp yağlı boyaya döndüğünü gördü; meydanda kimsecikler kalmamıştı. Tren düdükleri özgürcesine daha tiz ötüyor, yukarıdaki meyhanelerle lokantalardan çalgı sesleri daha yakından yankılanıyor, hava ciğer tavası kokuyordu...(Kitabın İçinden)
Güneş, denizin gökle kavuştuğu çizgi üstünde, bu çizgiyi istemiyormuş, delip geçemiyormuş, vazgeçecek, gerisin geri dönecekmiş gibi duruyor sanki, düşünüyor. Atanın beklediği parlak renkli grup olmadı, ufukta pembelik bile kalmadı. Fakat başını oradan çevirip de denize göz atınca köşkten vuran gölgenin buğulu bir morluk aldığını, suların su halinden çıkıp yağlı boyaya döndüğünü gördü; meydanda kimsecikler kalmamıştı. Tren düdükleri özgürcesine daha tiz ötüyor, yukarıdaki meyhanelerle lokantalardan çalgı sesleri daha yakından yankılanıyor, hava ciğer tavası kokuyordu...(Kitabın İçinden)
310 sayfa