Elli yıl sonra yeniden keşfedilip basılan kitabı Stoner ile tüm dünyada büyük bir okur kitlesine ulaşan John Williams’ın 1960’da kaleme aldığı ve “ilk ustalık eserim” dediği kitabın adı hikâyeye konu olan yerleşim yeri Butcher’s Crossing’den geliyor.
Hikâye Harvard’ı bıraktıktan sonra yeni bir yaşam biçimi bulmak için Batı’ya doğru yola çıkan Will Andrews’un Butcher’s Crossing denen küçük
kasabaya yerleşmesiyle başlıyor. Colorado’da Rocky Dağları’nda ücra bir vadideki kayıp bufalo sürüsüyle ilgili hikâyeler anlatan, onları bulmayı göze alacak kadar cesur ve çılgın erkeklerden oluşan bir ekip kurmayı hayal eden bir avcıyla tanışması ise onu bekleyen maceranın ilk adımı oluyor. Will o erkeklerden biri olmakla kalmayıp ekibin finansmanını ve kendisine verilen deri yüzme görevini de üstlenerek bu katliam gibi av için yola koyuluyor. Ancak yolculuk, katliam, sert koşullar ve şanssızlık onun zihninin ve bedeninin sınırlarını zorlayan tam bir Vahşi Batı hikâyesine dönüşüyor.
Kitap doğayla bütünleşen insanın neler yapabileceğini, nasıl bir canlıya dönüşebileceğini ima eden benzersiz bir yol hikâyesi. Stoner ile mükemmel bir kitap yazmış bir yazarı tanıdık. Butcher’s Crossing ise John Williams’ın bundan daha fazlası olduğunu, her ne kadar unutulmuş olsa da onun tartışmasız bir biçimde mükemmel bir yazar olduğunu gösteriyor.
Elli yıl sonra yeniden keşfedilip basılan kitabı Stoner ile tüm dünyada büyük bir okur kitlesine ulaşan John Williams’ın 1960’da kaleme aldığı ve “ilk ustalık eserim” dediği kitabın adı hikâyeye konu olan yerleşim yeri Butcher’s Crossing’den geliyor.
Hikâye Harvard’ı bıraktıktan sonra yeni bir yaşam biçimi bulmak için Batı’ya doğru yola çıkan Will Andrews’un Butcher’s Crossing denen küçük
kasabaya yerleşmesiyle başlıyor. Colorado’da Rocky Dağları’nda ücra bir vadideki kayıp bufalo sürüsüyle ilgili hikâyeler anlatan, onları bulmayı göze alacak kadar cesur ve çılgın erkeklerden oluşan bir ekip kurmayı hayal eden bir avcıyla tanışması ise onu bekleyen maceranın ilk adımı oluyor. Will o erkeklerden biri olmakla kalmayıp ekibin finansmanını ve kendisine verilen deri yüzme görevini de üstlenerek bu katliam gibi av için yola koyuluyor. Ancak yolculuk, katliam, sert koşullar ve şanssızlık onun zihninin ve bedeninin sınırlarını zorlayan tam bir Vahşi Batı hikâyesine dönüşüyor.
Kitap doğayla bütünleşen insanın neler yapabileceğini, nasıl bir canlıya dönüşebileceğini ima eden benzersiz bir yol hikâyesi. Stoner ile mükemmel bir kitap yazmış bir yazarı tanıdık. Butcher’s Crossing ise John Williams’ın bundan daha fazlası olduğunu, her ne kadar unutulmuş olsa da onun tartışmasız bir biçimde mükemmel bir yazar olduğunu gösteriyor.
Karton Cilt, 296 sayfa
2Mart2015 tarihinde, Koton kitap tarafından yayınlandı