17. yüzyıldan 1990’lara büyük besteciler…
1950-80 arası The New York Times gazetesinin baş müzik eleştirmenliğini yapan, 1971’de Pulitzer Eleştiri Ödülü’nü kazanan ilk müzik eleştirmeni olan Harold C. Schonberg (1915-2003), “Büyük Besteciler” adlı çalışmasında, klasik müziğin son üç yüz yıllık tarihine kapsamlı bir bakış açısı getiriyor.
Schonberg, ilk kez yayımlandığı 1970 yılından beri klasik müzik bestecileri konusunda temel başvuru kaynaklarından kabul edilen kitabında, Monteverdi’den 1990’ların tonalistlerine kadar, Bach, Mozart, Beethoven, Schumann ailesi, Stockhausen, Cage, Messiaen, Copland ve Stravinsky gibi büyük bestecileri, hayatlarından anekdotlarla ele alıyor. Ayrıca, Gilbert ve Sullivan ile Strauss’lar gibi hafif müziğin yaratıcılarını da unutmuyor.
Müziğin aslında insanla açıklanması gerektiğine inanan Schonberg, bir insanın müziğini, kendisinin bir işlevi, zihninin bir yansıması ve içinde yaşadığı dünyaya tepkisi olarak görüyor. “Jean Paul gibi yazarlara düşkünlüğünü, Davidsbund olarak bilinen uydurma arkadaş grubunu ve delirmekten duyduğu saplantılı korkuyu bilmeden Robert Schumann’ın müziğini nasıl anlayabiliriz?” diye sorgulayan Schonberg, “Nasıl ki Rembrandt’ın, Cézanne’ın ya da Picasso’nun tablolarına baktığımızda dünyayı ve diğer varlıkları onların gözünden görüyorsak, aynı şekilde Beethoven’in, Brahms’ın ya da Stravinsky’nin müziğini işittiğimizde de dünyayı onların kulakları ve zihinleri aracılığıyla yaşarız” yorumunu yapıyor.
17. yüzyıldan 1990’lara büyük besteciler…
1950-80 arası The New York Times gazetesinin baş müzik eleştirmenliğini yapan, 1971’de Pulitzer Eleştiri Ödülü’nü kazanan ilk müzik eleştirmeni olan Harold C. Schonberg (1915-2003), “Büyük Besteciler” adlı çalışmasında, klasik müziğin son üç yüz yıllık tarihine kapsamlı bir bakış açısı getiriyor.
Schonberg, ilk kez yayımlandığı 1970 yılından beri klasik müzik bestecileri konusunda temel başvuru kaynaklarından kabul edilen kitabında, Monteverdi’den 1990’ların tonalistlerine kadar, Bach, Mozart, Beethoven, Schumann ailesi, Stockhausen, Cage, Messiaen, Copland ve Stravinsky gibi büyük bestecileri, hayatlarından anekdotlarla ele alıyor. Ayrıca, Gilbert ve Sullivan ile Strauss’lar gibi hafif müziğin yaratıcılarını da unutmuyor.
Müziğin aslında insanla açıklanması gerektiğine inanan Schonberg, bir insanın müziğini, kendisinin bir işlevi, zihninin bir yansıması ve içinde yaşadığı dünyaya tepkisi olarak görüyor. “Jean Paul gibi yazarlara düşkünlüğünü, Davidsbund olarak bilinen uydurma arkadaş grubunu ve delirmekten duyduğu saplantılı korkuyu bilmeden Robert Schumann’ın müziğini nasıl anlayabiliriz?” diye sorgulayan Schonberg, “Nasıl ki Rembrandt’ın, Cézanne’ın ya da Picasso’nun tablolarına baktığımızda dünyayı ve diğer varlıkları onların gözünden görüyorsak, aynı şekilde Beethoven’in, Brahms’ın ya da Stravinsky’nin müziğini işittiğimizde de dünyayı onların kulakları ve zihinleri aracılığıyla yaşarız” yorumunu yapıyor.
Karton Cilt, Ahmet Fethi Yıldırım, 623 sayfa
Nisan2013 tarihinde, Doğan Kitap tarafından yayınlandı