DEBORAH SIMMONS – BÜYÜLÜ PRENSES
DeBurgh kardeşlerin birbiri ardına yaptıkları o acele evlilikleri başka nasıl açıklayabilirdi? Robin DeBurgh, ailesinin üzerinde bir büyü olduğuna yürekten inanıyordu.
Robin DeBurgh bekâr kalmaya yemin etmişti. Ama sanki kader onunla alay ediyordu. Garip bir cinayet sayesinde Sybil’le tanışmıştı. O masmavi gözlere ilk baktığında, o bronz hareli kızıl saçları ilk gördüğünde, artık dönüşü olmayan bir yola girdiğini anlamış, tuzağa düşmüş gibi hissetmişti. Sybil, Robin’in alnına yazılmış ruh eşi, biriciğiydi.
Manastırın korunaklı duvarları artık sığınabileceği bir barınak olmaktan çıktığında, Sybil oradan ayrılmanın zamanı geldiğini biliyordu. Ama rahibe atkısını bir düğün duvağıyla değiştireceğini hiç beklemiyordu. Hele, hayatını ve kalbini o cüretkâr şövalye, Robin DeBurgh’un ellerine bırakacağını asla tahmin edemezdi!
Acaba gerçekten, DeBurgh’ların üzerinde asla çözülemeyecek bir büyü mü vardı?
DEBORAH SIMMONS – BÜYÜLÜ PRENSES
DeBurgh kardeşlerin birbiri ardına yaptıkları o acele evlilikleri başka nasıl açıklayabilirdi? Robin DeBurgh, ailesinin üzerinde bir büyü olduğuna yürekten inanıyordu.
Robin DeBurgh bekâr kalmaya yemin etmişti. Ama sanki kader onunla alay ediyordu. Garip bir cinayet sayesinde Sybil’le tanışmıştı. O masmavi gözlere ilk baktığında, o bronz hareli kızıl saçları ilk gördüğünde, artık dönüşü olmayan bir yola girdiğini anlamış, tuzağa düşmüş gibi hissetmişti. Sybil, Robin’in alnına yazılmış ruh eşi, biriciğiydi.
Manastırın korunaklı duvarları artık sığınabileceği bir barınak olmaktan çıktığında, Sybil oradan ayrılmanın zamanı geldiğini biliyordu. Ama rahibe atkısını bir düğün duvağıyla değiştireceğini hiç beklemiyordu. Hele, hayatını ve kalbini o cüretkâr şövalye, Robin DeBurgh’un ellerine bırakacağını asla tahmin edemezdi!
Acaba gerçekten, DeBurgh’ların üzerinde asla çözülemeyecek bir büyü mü vardı?
her zaman ki gibi çok büyük bir keyif alarak okuduğum bir DeBurgh hikayesi oldu... yazarı da bu seriyi de seviyorum... devamı için çook sabırsızım... evlilikten kurtulmak için bir sürü sıkıntıya giren zavallı Robin'i okumak eğlenceliydi... büyü büyü diyerek başına bir sürü bela aldı... son derece inatçı bir adamdı... kadın karakterimiz Sybil ise zorlu ve güçlü bir karakterdi... diğer DeBurgh gelinleri gibi inatçı şövalyeleri yola getirmeyi bildi... lafı uzatmaya gerek yok... bence okunması gereken bir seri ve tanışmanız gereken bir yazar... tarihi aşk romanı severlerin kaçırmamasını şiddetle tavsiye ederim :)
Büyülü Prenses Deborah Simmons
Serinin Beşinci Kitabı çok severek okudum..Evllikten kaçan Robin'in hikayesi idi..Ne demişler yağmurdan kaçarken doluya tutulmak tam da Robin DE Burgh için söylenmişti sanki..
Babası dahil ağabeylerinin evlenmesi ve evlendikleri kadınların sözlerinden çıkmamaları Robin'i çok rahatsız ediyordu vee eski günlerini mumla arıyordu..Nasıl aramasın artık azınlıkta kalmışlardı..O ağabeyleri gibi evlenip karısının dizleri dibinde oturmayacaktı..Kanın son damlasına kadar mücadele edecekti..Ne demişlerrr büyük lokma yut büyük söz etme...
Robin kendince kurnazlık yapıp kendini evlilikten koruma yollarını arıyordu ve bulduda:)) Kendini evlilikten korumak için büyü yaptıracaktı..Hemen bunun için kolları sıvadı kendine evllilikten koruma büyüsü yapması için bir manastıra yola düştü..Orada dünya güzeli bir rahibe adayı kız ile yolları kesişti..Tam o sırada manastırda bir rahibe öldürüldü..Bu cinayeti araştırması gerekiyordu...Rahibenin güzelliğinden kendini nasıl koruyacaktı?:))
Çok güzeldi..Tavsiyemdir...
http://tarihiaskromani.blogspot.com/2012/12/buyulu-prenses-deborah-simmons.html
detaylı yorumum :)
http://illekitap.blogspot.com/2013/02/deborah-simmons-buyulu-prenses.html
Robin evlilikten kaçan ve evliliği bile lanet gibi düşünen bir adam. Dört ağabeyinin ardından babasının ikinci evliliği yapması ve bunların sırayla peş peşe olması Robin'i işin içinde büyü var zannetmesine neden oluyor ve kendisine sıra geldiğinden evlilikten ya da Robin'in değişiyle büyüden kaçma amacı ile Vala'yı arıyor ama gel gör ki Vala'nın kızına vuruluyor... Sybil'de manastırda bir rahibe adayı olarak yaşan bir kadın. Dış dünyaya özlem duyan ama hiç manastır duvarları arasında yaşamamış bir kız...
Diğer dört kitapta olduğu gibi bunda da bir olay vardı.... Cinayet... Yazarın bu yönünü seviyorum atraksiyonun içinde aşkı büyütür yaşatıyor ve kocaman yapıyor. Bunda da cinayet araştırmasının içinde aşkı büyüttü. Robin'in aklını başına getirtti ve sonucunda aşk kazandı... :))
Kitabın sonlarında DeBurgh ailesini görmek ve onların büyüklüğü aile bağlarını okumak çok güzeldi. Hele ki Simon ile olan konuşmalarda bazı yerlerde kahkaha attım diyebilirim.
Neyse kitabı ben çok beğendim ve severek okudum. Tarihi aşk romanı severlere bu seriyi tavsiye ederim okuyun.
''Çok merak ediyorum ,Robin.'' derken sesi alaycıydı.
''O büyüyü kaldırabildin mi?''
Sybil yavaşça kocasına baktı. Onun hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi masumca baktığını görünce , neredeyse kahkahalara boğulacaktı.
Robin ''Büyü mü?'' dedi. ''Ne büyüsü?''
....
Gerçekten çok ama çok güzeldi. Geriye iki Deburgh kaldı... Onların hikayelerini ise heyecanla bekliyorum.
Karton Cilt, 224 sayfa
Aralık2012 tarihinde, Harlequin Turkiye tarafından yayınlandı