Düşmanla uyumak…
Mallory Fitzhugh’ın en son isteyeceği şeydi bu! Geoffrey De Burgh’un nazik ve yumuşak konuşmasına, tatlı yalanlarına kanmamak ve kendini koruyabilmek için tek desteği, birbirinden keskin hançerleri ve bıçaklarıydı. Mallory, Kral öyle buyurmuş olsa da hiç kimsenin gelini olmamakta kararlıydı.Doğuştan asil ama ruhen vahşiydi…
Mallory Fitzhugh, ilk kocasını gerdek gecesinde öldürmüş olsa da Geoffrey De Burgh’un onunla evlenmekten başka bir seçeneği yoktu çünkü bu, Kral’ın buyruğuydu. Yine de öylesine vahşi ve hırslı bir kadının, ona gerçek bir eş olması mümkün müydü?
Zaman geçtikçe Geoffrey, Mallory’nin o öfkeli ve vahşi duruşunun ardında gizlenen merhametli, sevecen ve duyarlı bir kalbin varlığından şüphelenmeye başlayacaktı.
Patrick MacEgan, Baron’un kızıyla evlenmeye mecbur bırakılmıştı ama kimse düşmanının kızıyla yatağını paylaşmaya zorlayamazdı onu.
Isabel de Godred, güzel olduğu kadar inatçı ve kararlıydı. Gerçek bir eş olmayı kafasına koymuştu. Isabel, gurur duyduğu savaşçı kralının sırtındaki ağır sorumlulukların yükünü biraz olsun hafifletebilmeyi ümit ediyordu. Bir kraliçe olarak insanlarına yardım etmek ve düşmanlığa bir son vermek istiyordu ama bir sürgün hayatı yaşarken bu o kadar da kolay değildi. Herkesten önce, kocasının güvenini kazanması şarttı.
İşin sırrı, yalnız kaldıklarında, savaşı bir kenara bırakıp gerçek birer kadın ve erkek olmalarında saklıydı.
Düşmanla uyumak…
Mallory Fitzhugh’ın en son isteyeceği şeydi bu! Geoffrey De Burgh’un nazik ve yumuşak konuşmasına, tatlı yalanlarına kanmamak ve kendini koruyabilmek için tek desteği, birbirinden keskin hançerleri ve bıçaklarıydı. Mallory, Kral öyle buyurmuş olsa da hiç kimsenin gelini olmamakta kararlıydı.Doğuştan asil ama ruhen vahşiydi…
Mallory Fitzhugh, ilk kocasını gerdek gecesinde öldürmüş olsa da Geoffrey De Burgh’un onunla evlenmekten başka bir seçeneği yoktu çünkü bu, Kral’ın buyruğuydu. Yine de öylesine vahşi ve hırslı bir kadının, ona gerçek bir eş olması mümkün müydü?
Zaman geçtikçe Geoffrey, Mallory’nin o öfkeli ve vahşi duruşunun ardında gizlenen merhametli, sevecen ve duyarlı bir kalbin varlığından şüphelenmeye başlayacaktı.
Patrick MacEgan, Baron’un kızıyla evlenmeye mecbur bırakılmıştı ama kimse düşmanının kızıyla yatağını paylaşmaya zorlayamazdı onu.
Isabel de Godred, güzel olduğu kadar inatçı ve kararlıydı. Gerçek bir eş olmayı kafasına koymuştu. Isabel, gurur duyduğu savaşçı kralının sırtındaki ağır sorumlulukların yükünü biraz olsun hafifletebilmeyi ümit ediyordu. Bir kraliçe olarak insanlarına yardım etmek ve düşmanlığa bir son vermek istiyordu ama bir sürgün hayatı yaşarken bu o kadar da kolay değildi. Herkesten önce, kocasının güvenini kazanması şarttı.
İşin sırrı, yalnız kaldıklarında, savaşı bir kenara bırakıp gerçek birer kadın ve erkek olmalarında saklıydı.
Bu ayki Harlequin Historical sayısının hikayesi harikaydı..Bayıldım
Mallory Fitzhugh ilk kocasını gerdek gecesinde kalbinden hançerleyerek öldürmüştü..Vahşi ve cahil bir kadındı...Babası ona hiç değer vermemişti..Sadece babasımı çevresindeki insanların tümü neredeyse..Kral onu bağışlamıştı..Ama o dönemlerde kadınlar kendi mülklerine sahip çıkamıyordu..BAbası öldükten sonra Kralın emri ile tekrar evlenmesi gerekiyordu..
Hemde aralarında kan davası olan bir ailenin oğlu ile..O olmasa başkası ile evlendirilecekti..
Geoffrer De Burgh kardeşleri arasında en bilgili,aklı selim kişidi..Mallory ile evlenmek çekilen kura da ona düşmüştü..
Ailesinin selameti için bunu yapacaktı...Evleneceği kadın daha önceden gerdek gecesi başka bir erkeği öldürmüş olsa bile ailesi için bu fedakarlığa girişecekti..
Vee evlendiler..başından itibaren çok sıra dışı bir evlilikti..Evliliklerinin ilk gecesi Geoffrey canını korumak için tetikte uyumuştu..Çünkü karısı vahşi bir kedi gibiydi..Ama zamanla birbirlerini tanıdıkça birbirlerine güvenmeyi,konuşmayı,anlamayı öğrendiler..Özellikle Geoffrey'in engin sabrı ile birbirlerinin arasında yakınlaşma da doğmaya başladı..Tüm evreleri yavaş yavaş emin adımlarla geçmeleri.birbirlerine alışmaları..Çok anlamlıydı....
Mallory başta onun öldürürse yine başkası ile evleneceğinden korkuyordu..Ama zamanla kocasına güvenmeye başladı..Zamanlada sevmeye..
Özellikle Geoffrey'in Mallor'nin saçlarını tarama sahnesi çok anlamlı,duygusal,baştan çıkarıcıydı..
Eğer Historical aşk romanlarından hoşlanıyorsanız kaçırılmayacak bir kitap :))
Sonunda bunu da okudum ve bitti... Wessex'ten sonra en sevdiğim bu oldu diyebilirim. Mallory'nin davrnaışlarından tutun da Geoffrey'in tavırlarına kadar.. Muhteşemdi.
En çok da Mallory'e üzüldüm ama sonunda hak ettiği mutlulukla da sevindim :)
Okuyun bence okutun da :)
http://illekitap.blogspot.com/2013/04/deborah-simmons-kraln-buyrugu.html
Her ne kadar Mallory'nin hareketlerine gıcık olsam da güzel kitaptı.
Bu kitap benim için büyük sürpirz oldu. Çünkü bu kadar beğeneceğimi hiç düşünmemiştim açıkcası. Çok başarılı bir kurguyu, çok güzel bir şekilde anlatmış yazar. Şanslıymışım ki bu yazara denk gelmişim.
Tarihi aşk romanlarında bu zamana kadar rastlamadığım bir erkek karakter.Tekrar okumak isteyeceğim bir kitap.Tek kelime ile MUHTEŞEM.
223 sayfa
Aralık2011 tarihinde, Harlequin Historical tarafından yayınlandı