Birbirinin tıpatıp aynısı 6 yaşındaki ikiz kızlarından Lydia balkondan düşerek ölünce, Sarah ve Angus Moorcroft çifti yeni bir başlangıç yapma umuduyla İskoçya'nın küçük bir adasına taşınır.
Küçük kızları bir gün, "Neden bana Kirstie deyip duruyorsun anne? Kirstie öldü, ben Lydia'yım" dediğinde ise dünya tekrar başlarına yıkılacaktır.
Birbirinin tıpatıp aynısı 6 yaşındaki ikiz kızlarından Lydia balkondan düşerek ölünce, Sarah ve Angus Moorcroft çifti yeni bir başlangıç yapma umuduyla İskoçya'nın küçük bir adasına taşınır.
Küçük kızları bir gün, "Neden bana Kirstie deyip duruyorsun anne? Kirstie öldü, ben Lydia'yım" dediğinde ise dünya tekrar başlarına yıkılacaktır.
Arka kapak yazisina gore oldukca gerilimli ve gizemli bisi bekledim ama oldukca zayif kalmis konuyu islerken. Yazar gizem ogesini vurgulamak isterken biraz elinin ayari kacmis gibiydi. Gerilim adina elindeki malzeme bitince olaylar garip bir hal aldi.Hangisi gercekti hangisi hayaldi ayırt edemez oldum. Gerci herseyin bir sonuca baglanisi guzeldi ama Sara'nin --cok afedersiniz ama -- malliginin sinir tanimayisi bu kitapta beni deli eden tek seydi.. >.<
392 sayfa
2016 tarihinde, Okuyan Us Yayınları tarafından yayınlandı