Kitap açıklaması henüz eklenmemiş.
Yazar savaş psikolojisini ve yaşanan vahşeti çok iyi anlatmış.Bunun yanı sıra sizi kitaba bağlayan aşk ve arkadaşlık değerleri çok iyi yorumlanmış.İnsanlığın savaş sırasında geldiği son noktayı görebilmek için savaşmaya gerek yok bu kitabı okumak yetiyor.
Hemingway'in dünya için yaktığı dev bir ağıt... Okuması uzun sürdü ama bir an bile romandan soğuduğumu hatırlamıyorum. Hemingway'in iyimserliği ölümü bile dışlıyor. Bundan daha iyi olamazdı. Çanların kimin için çaldığını sormayanlar için...
Sevdiğim tarihi romanlardan.Yazar İspanya iç savaşını kendi gözleriyle gördüğünden kitap oldukça gerçekçi geldi bana.Mutlaka okunması gereken bir eser.
Nasıl bir anlatıdır bu... tek anlattığı bir köprüyü patlatma.. ispanyadaki iç savaşı anlatıyor. çok başarılı ve iyi bir kitap. Sonunda ana karakterin hissettiklerini an be an ben de hissettim
Kitabı okurken İspanya iç savaşı hakkında herhangi bir bilgim olmadığını anladığımda birçok internet sitesinden araştırıp, okumuştum. Bence bu kitabın sağladığı atmosfere girebilmek için bu iç savaş hakkında küçük de olsa biraz bilgi sahibi olmak gerekiyor. Okuduğumda hiç beğenmediğim daha sonradan kıymetini anladığım değerli bir eser.
İspanya iç savaşını değişik bir gözle okuyun.
İdealleri uğruna çarpışan insanları ,başarılı bir şekilde anlatmış yazar.Savaşın,ideolojilerin,öldürmenin ve bir çok olayın olumsuzlukları İspanya İç Savaşı doğrultusunda aktarılmış.
son derece sürükleyici gerçek bir klasik!
ayrıca kitabın ismine dair bir anekdot: şair "john donne"ın başrahip olduğu dönemdeki vaazlarından birinden alıntı olup metin şöyle
"ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor."
Kitabı bitirdikten sonra Ataol Behramoğlu’nun yazmış olduğu önsöze döndüm; ilk cümlesinde yaşadığım anı tasvir ediyordu:
‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u okuyup bitirdiğinizde içinizde bir burukluk ve onunla birlikte bir de bitmemişlik duygusu kalıyor.’
Hepimiz aynı/benzer şeyler hissediyoruz, düşünüyoruz ama hepimiz farklı şekillerde ifade ediyoruz bunları. Robert Jordan'ın (baş karakter) iç konuşmaları bana beni yaşatmıştır. Hemingway'in ustalığına ne denebilir? Bu romandan aldığım haz bir tık yükseltmiştir edebi çıtamı.
Yine önsözde Behramoğlu şöyle demekte;
‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor? (tüyler ürpertici acımasızlıkta) bir iç savaş romanı gibi, (solun inanılmaz parçalanmışlık ve çelişkilerini yansıtan) bir devrim romanı gibi, (şiirsel güzellikte betimleriyle) bir aşk romanı gibi, (akıcı kurgusuyla) bir serüven romanı ya da (yaşamın anlamını sorgulayan) felsefi bir roman gibi okunabilir.. Doğru olan öyle sanıyorum ki bütün bunların toplamıdır..’
Karton Cilt, 2, 402 sayfa
1993 tarihinde, bilgi yayınevi tarafından yayınlandı