Aslında soru çok basit: Bir cımbız, bir dürbün ve bir kibrit kutusuyla bir fili nasıl avlarsınız? Cevabını lafı dolandırmadan verelim: Dürbünü ters çevirip fili küçültür, cımbız ile yakalayıp, kibrit kutusuna koyarsınız!Röportaj yapma sanatı ile bu düşünce arasında bir paralellik vardır. Elinizde kelimelerden oluşan bir cımbız ile bazen fil gibi kocaman sorunların içine dalar, muhatabınıza sağlı sollu cümlelerle yanaşarak bir çeşit ava girişirsiniz. Hint fakirinin sepetten kobrayı çıkarmak için dokunduğu sihirli parmaklar gibi yaklaşmalısınız sorulara. Ya da peşinize binlerce fareyi takıp çekebilecek cazebede olmalı nağmeleriniz.Yayınlandıktan hemen sonra, zamanın yıpratıcılığıyla zayıflayan, incelen ve silikleşmeye başlayan konuşmalar vardır. Bir de zamanla daha da güçlenen, anlamları daha da derinleşen ve ilerki bir zamanda dönülüp bakıldığında, hem yapıldığı dönemin genel mozayiği içinde, hem de kendi başına anlamını hâlâ diri ve derin tutabilenler...
Aslında soru çok basit: Bir cımbız, bir dürbün ve bir kibrit kutusuyla bir fili nasıl avlarsınız? Cevabını lafı dolandırmadan verelim: Dürbünü ters çevirip fili küçültür, cımbız ile yakalayıp, kibrit kutusuna koyarsınız!Röportaj yapma sanatı ile bu düşünce arasında bir paralellik vardır. Elinizde kelimelerden oluşan bir cımbız ile bazen fil gibi kocaman sorunların içine dalar, muhatabınıza sağlı sollu cümlelerle yanaşarak bir çeşit ava girişirsiniz. Hint fakirinin sepetten kobrayı çıkarmak için dokunduğu sihirli parmaklar gibi yaklaşmalısınız sorulara. Ya da peşinize binlerce fareyi takıp çekebilecek cazebede olmalı nağmeleriniz.Yayınlandıktan hemen sonra, zamanın yıpratıcılığıyla zayıflayan, incelen ve silikleşmeye başlayan konuşmalar vardır. Bir de zamanla daha da güçlenen, anlamları daha da derinleşen ve ilerki bir zamanda dönülüp bakıldığında, hem yapıldığı dönemin genel mozayiği içinde, hem de kendi başına anlamını hâlâ diri ve derin tutabilenler...