İkinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul'un sakin bir semti... Burada ortaya çıkan ve sessizliği silah olarak kullanan bir cani… Mezarlıkta süren bir aşk… Nazilerce bombalanan bir gemi... Horoz dövüştüren bir aşiret; bir insanla bir horozun ölümcül düellosu… Bir "arı terbiyecisinin" sarsıcı masalı… Birbiriyle ilgisiz gözüken yumak çözülecek ve bunların zannettiğinizden daha fazla sizinle ilgili olduğunu anlayacaksınız. Katmanları arasında sürekli keşifler yapabileceğiniz güçlü bir roman ÇIT YOK.
Bize ait olduğuna inandığımız mutsuz sesten kurtulmanın yolu o sesi bir oyunda kaybederek özgürleşmektir. Kaybederek kurtulmak... İşte ÇIT YOK bunun romanı.
Bitmesin diye sayfalarını yavaş çevirdiğimiz kitaplar... Okuduktan sonra kapağını bir yerde gördüğümüz zaman bir sevgili sureti gibi yüreğimizi hoplatan kitaplar... O kitaplardan biri olarak hayatınıza girecek Çıt Yok. Bu romanla birlikte kendinizle yeni bir ilişki kuracaksınız. Tek sayfası bile boş olmayan, her an yeni bir keşifle okuma hazzınızı- romanda anlatılan öyküler kadar- renkli kılacak bir roman Çıt Yok.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul'un sakin bir semti... Burada ortaya çıkan ve sessizliği silah olarak kullanan bir cani… Mezarlıkta süren bir aşk… Nazilerce bombalanan bir gemi... Horoz dövüştüren bir aşiret; bir insanla bir horozun ölümcül düellosu… Bir "arı terbiyecisinin" sarsıcı masalı… Birbiriyle ilgisiz gözüken yumak çözülecek ve bunların zannettiğinizden daha fazla sizinle ilgili olduğunu anlayacaksınız. Katmanları arasında sürekli keşifler yapabileceğiniz güçlü bir roman ÇIT YOK.
Bize ait olduğuna inandığımız mutsuz sesten kurtulmanın yolu o sesi bir oyunda kaybederek özgürleşmektir. Kaybederek kurtulmak... İşte ÇIT YOK bunun romanı.
Bitmesin diye sayfalarını yavaş çevirdiğimiz kitaplar... Okuduktan sonra kapağını bir yerde gördüğümüz zaman bir sevgili sureti gibi yüreğimizi hoplatan kitaplar... O kitaplardan biri olarak hayatınıza girecek Çıt Yok. Bu romanla birlikte kendinizle yeni bir ilişki kuracaksınız. Tek sayfası bile boş olmayan, her an yeni bir keşifle okuma hazzınızı- romanda anlatılan öyküler kadar- renkli kılacak bir roman Çıt Yok.
Sürükleyici bir kitap, özellikle romanın dili ilgimi çekti: Ne macera öğeleri barındırmasına rağmen basit-sıradan, ne de felsefi-toplumsal öğeler barındırmasına rağmen ağdalı-karmaşık bir dili var. Romanın bölüm başlıkları şahane, şu ana kadar romanlarda gördüğüm en iyi başlıklardan.
Romanın Eyüp Vampiri, Pire gemi kazası, dövüş horozları, arı-adam gibi kısımları gayet etkileyici. Bir daha dövüş horozu kelimesini duyduğumda, mutlaka aklıma bu kitap ve kitapta geçen Kürt aşiretinin muhteşem dövüş horozları gelecek.
II. Dünya Savaşı sırasında İstanbul’da geçiyor roman. Eyüp Vampiri diye adlandırılan ve kurbanlarını şaşırtıcı bir kolaylıkla öldüren bir katil sokaklarda dolaşmakta. Yaşlı bir İran konsolosluğu memuru, emeklilikten önceki son günlerini yaşamakta. Birbiriyle pek de ilgisi yokmuş gibi görünün başka öyküler de birbiriyle kesişir.
Tesadüfî bir şekilde elime geçen kitap beklediğimden daha iyi ve sürükleyici çıktı. Sonunun bağlanış şeklini pek tatmin edici bulmasam da okunmaya değer, hoş bir kitap.
Bu kitap sayesinde diğer kitaplarını da listeye aldığım yazardır:)
302 sayfa
Ekim2011 tarihinde, Mephisto Kitaplığı tarafından yayınlandı