Altıparmak Dağları’nın avcuna gömülmüş, bekliyor öksüz, köksüz Çukur. Ölmüşü çok, gidenlerden dönmüşü yok: En kalabalık meydan kabristan. Ölüler hatırlanmak, diriler deprem bekliyor.
Berrin Karakaş ihanetin, bekleyişin, kötülüğün, ümitsiz aşkların sarstığı Çukur’da, bizi bir sarmalın içine; cevapsız soruların, sonuçsuz hesaplaşmaların, beyhude beklentilerin ve şifasız acıların tam ortasına sürüklüyor.
Bir mucize gerek. Ve bir bela, bir kurban. Belalar ve mucizeler yan yana yürüyor Çukur’da.
Altıparmak Dağları’nın avcuna gömülmüş, bekliyor öksüz, köksüz Çukur. Ölmüşü çok, gidenlerden dönmüşü yok: En kalabalık meydan kabristan. Ölüler hatırlanmak, diriler deprem bekliyor.
Berrin Karakaş ihanetin, bekleyişin, kötülüğün, ümitsiz aşkların sarstığı Çukur’da, bizi bir sarmalın içine; cevapsız soruların, sonuçsuz hesaplaşmaların, beyhude beklentilerin ve şifasız acıların tam ortasına sürüklüyor.
Bir mucize gerek. Ve bir bela, bir kurban. Belalar ve mucizeler yan yana yürüyor Çukur’da.
237 sayfa
Sel Yayıncılık tarafından yayınlandı