Bir insan Ben şiirden hoşlanmam diyebilir ama Benim şiirle hiç ilgim olmadı diyemez. Çünkü farkında olmasa da, dinlediği şarkılarda, ilahilerde, marşlarda, duyduğu-kullandığı atasözleri ve deyimlerde, şiir diline özgü ses öğeleri, anlam olayları, söz sanatları yer almaktadır. Öte yandan dünyanın her ülkesinde, destanlardan bestelenmiş müzik parçalarına, tiyatro ürünlerine, hitabet örneklerine, hatta öykü, roman gibi yazın türlerine kadar birçok anlatım biçimine şiirin yansıdığı görülür.Bugüne kadar şairler, yazarlar, düşünürler, yazınbilimcileri şiirin tanımını denemişler ancak onu bütünüyle anlatabilen bir tanıma ulaşamamışlardır. Montaigne, XVI. yüzyılda, Şiirin orta hallisi için kurallar, ustalıklar bir ölçü olabilir; ama iyisi, yükseği, harikuladesi aklın kurallarını aşar. ... Büyük şiir, muhakememizi tatmin etmez, allak bullak eder demiştir.Bu kitaptaki çözümlemelerle amaçlanan, şiirlerin ilk bakışta farkına varılmayan duygu-düşünce-coşku öğelerini oluşturan ve anlam olayı sayılan söz sanatlarını,
Bir insan Ben şiirden hoşlanmam diyebilir ama Benim şiirle hiç ilgim olmadı diyemez. Çünkü farkında olmasa da, dinlediği şarkılarda, ilahilerde, marşlarda, duyduğu-kullandığı atasözleri ve deyimlerde, şiir diline özgü ses öğeleri, anlam olayları, söz sanatları yer almaktadır. Öte yandan dünyanın her ülkesinde, destanlardan bestelenmiş müzik parçalarına, tiyatro ürünlerine, hitabet örneklerine, hatta öykü, roman gibi yazın türlerine kadar birçok anlatım biçimine şiirin yansıdığı görülür.Bugüne kadar şairler, yazarlar, düşünürler, yazınbilimcileri şiirin tanımını denemişler ancak onu bütünüyle anlatabilen bir tanıma ulaşamamışlardır. Montaigne, XVI. yüzyılda, Şiirin orta hallisi için kurallar, ustalıklar bir ölçü olabilir; ama iyisi, yükseği, harikuladesi aklın kurallarını aşar. ... Büyük şiir, muhakememizi tatmin etmez, allak bullak eder demiştir.Bu kitaptaki çözümlemelerle amaçlanan, şiirlerin ilk bakışta farkına varılmayan duygu-düşünce-coşku öğelerini oluşturan ve anlam olayı sayılan söz sanatlarını,